Küçük bir sahil kasabasında yaşayan yaşlı bir
çiftin kaldığı mütevazı bir çiftlik evi....ve onun
küçük tatlı, sevimli bakana huzur veren bir bahçesinde yaşayan haşaratların
huzurlu hayatları komşu bahçelerde dedikodu konusu
olmuş. Komşu bahçenin
haşarat konseyi başkanı tırtıl Recai
bu huzur ortamından rahatsız olmuş, hastalanıp
yatağa düşmüş...
Ölümün ayak sesleri tahtını sallamaya başladığında
vasiyetini yazmaya başlamış... Başkan Recai, o bahçe de düzenin bozulmasını ve tıpkı kendileri gibi
savaş halinde olmalarını mümkünse kendilerine bağlı yaşamalarını
istemiş.
Bunun içinde özel bir ekip kurmuş... Bu ekipte dişi bir ağustos böceği, bir kaç
felsefe mezunu karınca, bir çift ekonomist salyangoz... Çekirge sürüsü her
ihtimale karşı hazır bekletilmiş.
Komşu bahçeye
sızma harekâtı yaparak herkes görev yerine yerleşmeye başlamış... Dişi ağustos böceği Nermin
bizim erkek ağustos böceği mümtaza
komşu... Felsefeci karıncalar bahçenin karınca lokaline
gönüllü hoca, salyangoz çifti de verimli toprakların denetimini yapan toprak
Mahsulleri ofisinin içine yerleşmiş...
Nermin alımıyla çalımıyla bukleli antenleriyle süslü
babetleriyle,
renkli ojesiyle, çilek kokulu parfümüyle,mini eteğiyle sürekli mümtazın etrafında
lütufkar tavırlarıyla gezerek ona yaşamadığı zevkleri vaat ederek
kendine kısa sürede âşık etmeye başarır... Heva ve hevesine kapılan
mümtaz, evin yolunu unutmuş... Nermi'nin şeytani ağına yuvarlanıp huzur ve mutlu
aile saadetini geçici aşk oyuncaklarına kurban etmiş...
Mümtaz bütün gün nerminin rimelli
kalem kaslarına, ahu gözlerine, hokka burnuna şarkılar
besteleyip gitarla da müziğini yaparak gününe gün katmış, aşk sarhoşu olmuş artık çalışmaz, eve ekmek kırıntısı bile götürmez olmuş, kış için
hazırlık yapmak aklına bile gelmemiş. Evde çoluk
çocuk aç sefil olmaya başlayınca evde ki nikahlı
karisi makbule konu komşu dan biraz biraz kırıntı
isteyerek evlatlarına bakmaya başlamış.. Belki çok
mutlu bir yuvaları yokmuş ama huzur
ve saygı varmış, dışarıdan gelen
bir yabancı yuvalarını kepeksiz ucuz beyaz ekmeğe çevirmiş.
Şerminin artık dayanacak hali kalmamış, çocukları
da alıp baba evine; ormandaki ağaç kovuğundaki gecekondularına geri dönmüş. Kısa sure
sonrada boşanma davası açarak tek celsede boşanmışlar..mümtaz isterse hafta sonu çocukları görmeye gelebilir, nafaka olarak
da aylık 5 buğday tanesi verecekmiş.
Tam bekârlığın sultani
oldum derken hayatı altüst olmaya başlamış. Önce
karısından çocuklarından, kirayı ödemediği için evden
en son büyük darbeyi de nermin den aldı, kendisini terk edip bahçeden başka bir
agustuyla gezip tozmaya başlamış. Bu
ihanetten sonra sokakların sefil hayatini yasamaya başlamış, kendini
içkiye kumara serseriliğe vermiş..
Yazın sıcak günleri artık bitmiş ve
havalar soğumaya başlamıştı. Kış gelmiş. Artık
mümtaz sokakların yargıcı olmuş, saz çalamıyor, şarkı
söyleyemiyormuş. Çünkü kumar borcundan dolayı birkaç elini kesmişler, kaçak sigara
tütün den dolayı da galiba akciğerini almışlardı...
Artık o sesiyle şarkı söylemesin diye para
veriyorlarmış, tam bir işkenceymiş...
Mümtaz, yazın nerminle gönül eğlendirirken
küçük karınca lokaline sızan hoca kılıklı felsefîk provakatorler bütün yaz
boyunca çalışıp emekten, çalışmanın
kutsallığından, işçi
haklarından, kapitalist sistemimin seksi bel ölçülerinden,denizden,sahillerden,
sıcak kumlardan bahsederek huzurun, rahatın ve lüksün kapitalist düzende
olduğunu bilinç altına işlediler....sosyalizm
ile yönetilen karınca camiasının emeklerinin sömürüldüğünü, köle
gibi çalıştırıldıklarına dem vurarak, mümtazın her gün
lokalin bahçesinde nermine yaptığı
serenatları da örnek göstermişler...
Hazırlıklar yapılmış. Karıncalar
demokrasi istediklerini hak ve özgürlüklerinde reform yapılmasını yüksek sesle
konuşmaya başlamış, akıl
hocaları da her konuda gönüllerini hoş edici
nutuklar atarak devrimci güruhu coşturmaya
devam ettiler. Her turlu desteği sağlamışlar, büyük
mitingler organize ediliyor, konserler, ziyafetler, hediyelik eşyalar...
Salyangoz ekibi de toprak sahibi
çiftçileri denetim ayağıyla baskı altına almışlar. Artık
onlar ne isterse mecburen yapacak hale gelmişler...
Devrim için bu güruhu alıp zafere götürecek bir lider
hariç her şey hazırmış, gaza gelmiş beyni
yıkanmış bir grup, üst bir akıl, karşı çıkanı alt
etmek içi geride hazır bekleyen bir ordu ve bir lider...
Aranan lider yine üst akıl yoluyla, sistemin şımarık çocuğu olarak sahneye çıkarılan ve
elinden her şeyi alınan Mümtazı,devrim diye
sokaklara dökülen bu grubun başına getirmişler. Hırs, öfke, açlık ,yokluk şöhret para ve liderlik koltuğu.... mümtazı ikna etmek o kadar
da zor olmamış...
Mümtazın liderliğinde bahçedeki haserat, çoluk çocuk
kadın, yaşlı sokaklara dökülmüş. demokrasi çığlıkları bahçenin huzur konseyini
harekata geçirmiş. Konseyin başkanı akrep kral, yaşanılan bu iç isyanın
dış odakların tertip ve finansa ettiğini biliyormuş… ilk sıralarda uzlaşma
yoluyla mümtaz ile görüşmeler gerçekleştirmiş, isyancıların isteklerini
dinlemiş ağır koşullar sunmuş hain mümtaz, kraldan orduyu sokaklara
çıkartmamasını,tahıl depolarının anahtarlarını vermesini son olarak ta görevi
kendisine bırakmasını aksi takdir de Bahçe de yağma ve katliamlara izin
vereceğini ve konsey yuvasını işgal edip kendisini de ibret olsun diye vişne
ağacına asacaklarını söylemiş…
Akrep kral,mümtazın küstah
isteklerini dinledikten sonra eski dostu ve veziri kobra yılanına talimat
vererek bahçe de isyana katılan
herkesi yakalaması için orduyu yollaması emrini vermiş… Hain mümtazın da
yakalanıp bahçedeki en büyük vişne ağacına asılması talimatını vermiş.
Mümtazın asılması ve ordunun
bahçeye girmesiyle isyancı gruplar dağılmaya başlamış. İsyancılara destek
olarak bekletilen çekirge sürüsü de tam harekata geçecekken komşu dost bahçenin
hava kuvvetlerinden 5 adet kara karga birliğinin saldırasına maruz kalarak
telef olmuşlar.
İsyanın bastırılmasından sonra
akrep kral, krallığı kaldırmış demokratik secim yapılmasını ve isteyenlerin
karsısında aday olabileceğini söylemiş. Seçimden sonra haşarat meclisi açılmış akrep de başkan
seçilmiş…
Düşman bahçenin başkanı recai, bu yenilginin ardından dayanamayarak intihar
etmiş…yerine daha ılımlı politikayı benimseyen kelebek Rıfkı başkan olmuş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder