18 Haziran 2016 Cumartesi

Ağustos Böceği Mümtaz ile Karınca







  Küçük bir sahil kasabasında yaşayan yaşlı bir çiftin kaldığı mütevazı  bir çiftlik evi....ve onun küçük tatlı, sevimli bakana huzur veren bir bahçesinde yaşayan haşaratların huzurlu hayatları komşu bahçelerde dedikodu konusu olmuş. Komşu bahçenin haşarat konseyi başkanı tırtıl Recai bu huzur ortamından rahatsız olmuş, hastalanıp yatağa düşmüş...

 Ölümün ayak sesleri tahtını sallamaya başladığında vasiyetini yazmaya başlamış... Başkan Recai, o bahçe de düzenin bozulmasını ve tıpkı kendileri gibi savaş halinde olmalarını mümkünse kendilerine bağlı yaşamalarını istemiş.

 Bunun içinde özel bir ekip kurmuş... Bu ekipte dişi bir ağustos böceği, bir kaç felsefe mezunu karınca, bir çift ekonomist salyangoz... Çekirge sürüsü her ihtimale karşı hazır bekletilmiş.

  Komşu bahçeye sızma harekâtı yaparak herkes görev yerine yerleşmeye başlamış... Dişi ağustos böceği Nermin bizim erkek ağustos böceği mümtaza komşu... Felsefeci karıncalar bahçenin karınca lokaline gönüllü hoca, salyangoz çifti de verimli toprakların denetimini yapan toprak Mahsulleri ofisinin içine yerleşmiş...


  Nermin alımıyla çalımıyla bukleli antenleriyle süslü babetleriyle,
renkli ojesiyle, çilek kokulu parfümüyle,mini eteğiyle sürekli mümtazın etrafında lütufkar tavırlarıyla gezerek ona yaşamadığı zevkleri vaat ederek kendine kısa sürede âşık etmeye başarır... Heva ve hevesine kapılan mümtaz, evin yolunu unutmuş... Nermi'nin şeytani ağına yuvarlanıp huzur ve mutlu aile saadetini geçici aşk oyuncaklarına kurban etmiş...

   Mümtaz bütün gün nerminin rimelli kalem kaslarına, ahu gözlerine, hokka burnuna şarkılar besteleyip gitarla da müziğini yaparak gününe gün katmış, aşk sarhoşu olmuş artık çalışmaz, eve ekmek kırıntısı bile götürmez olmuş,  kış için hazırlık yapmak aklına bile gelmemiş. Evde çoluk çocuk aç sefil olmaya başlayınca evde ki nikahlı karisi makbule konu komşu dan biraz biraz kırıntı isteyerek evlatlarına bakmaya başlamış.. Belki çok mutlu bir yuvaları yokmuş ama huzur ve saygı varmış, dışarıdan gelen bir yabancı yuvalarını kepeksiz ucuz beyaz ekmeğe çevirmiş.

Şerminin artık dayanacak hali kalmamış, çocukları da alıp baba evine; ormandaki ağaç kovuğundaki gecekondularına geri dönmüş. Kısa sure sonrada boşanma davası açarak tek celsede  boşanmışlar..mümtaz isterse hafta sonu çocukları görmeye gelebilir, nafaka olarak da aylık 5 buğday tanesi verecekmiş.

 Tam bekârlığın sultani oldum derken hayatı altüst olmaya başlamış. Önce karısından çocuklarından, kirayı ödemediği için evden en son büyük darbeyi de nermin den aldı, kendisini terk edip bahçeden başka bir agustuyla gezip tozmaya başlamış. Bu ihanetten sonra sokakların sefil hayatini yasamaya başlamış, kendini içkiye kumara serseriliğe vermiş..


Yazın sıcak günleri artık bitmiş ve havalar soğumaya başlamıştı. Kış gelmiş. Artık mümtaz sokakların yargıcı olmuş, saz çalamıyor, şarkı söyleyemiyormuş. Çünkü kumar borcundan dolayı birkaç elini kesmişler, kaçak sigara tütün den dolayı da galiba akciğerini almışlardı... Artık o sesiyle şarkı söylemesin diye para veriyorlarmış, tam bir işkenceymiş...

 Mümtaz, yazın nerminle gönül eğlendirirken küçük karınca lokaline sızan hoca kılıklı felsefîk provakatorler bütün yaz boyunca çalışıp emekten, çalışmanın kutsallığından, işçi haklarından, kapitalist sistemimin seksi bel ölçülerinden,denizden,sahillerden, sıcak kumlardan  bahsederek huzurun, rahatın ve lüksün kapitalist düzende olduğunu bilinç altına işlediler....sosyalizm ile yönetilen karınca camiasının emeklerinin sömürüldüğünü, köle gibi çalıştırıldıklarına dem vurarak, mümtazın her gün lokalin bahçesinde nermine yaptığı serenatları da örnek göstermişler...

 Hazırlıklar yapılmış. Karıncalar demokrasi istediklerini hak ve özgürlüklerinde reform yapılmasını yüksek sesle konuşmaya başlamış, akıl hocaları da her konuda gönüllerini hoş edici nutuklar atarak devrimci güruhu coşturmaya devam ettiler. Her turlu desteği sağlamışlar, büyük mitingler organize ediliyor, konserler, ziyafetler, hediyelik eşyalar...

  Salyangoz ekibi de toprak sahibi çiftçileri denetim ayağıyla baskı altına almışlar. Artık onlar ne isterse mecburen yapacak hale gelmişler...
Devrim için bu güruhu alıp zafere götürecek bir lider hariç her şey hazırmış, gaza gelmiş beyni yıkanmış bir grup, üst bir akıl, karşı çıkanı alt etmek içi geride hazır bekleyen bir ordu ve bir lider...
Aranan lider yine üst akıl yoluyla,  sistemin şımarık çocuğu olarak sahneye çıkarılan ve elinden her şeyi alınan Mümtazı,devrim diye sokaklara dökülen bu grubun başına getirmişler. Hırs, öfke, açlık ,yokluk şöhret para ve liderlik koltuğu.... mümtazı ikna etmek o kadar da zor olmamış...

 Mümtazın liderliğinde bahçedeki haserat, çoluk çocuk kadın, yaşlı sokaklara dökülmüş. demokrasi çığlıkları bahçenin huzur konseyini harekata geçirmiş. Konseyin başkanı akrep kral, yaşanılan bu iç isyanın dış odakların tertip ve finansa ettiğini biliyormuş… ilk sıralarda uzlaşma yoluyla mümtaz ile görüşmeler gerçekleştirmiş, isyancıların isteklerini dinlemiş ağır koşullar sunmuş hain mümtaz, kraldan orduyu sokaklara çıkartmamasını,tahıl depolarının anahtarlarını vermesini son olarak ta görevi kendisine bırakmasını aksi takdir de Bahçe de yağma ve katliamlara izin vereceğini ve konsey yuvasını işgal edip kendisini de ibret olsun diye vişne ağacına asacaklarını söylemiş…
   Akrep kral,mümtazın küstah isteklerini dinledikten sonra eski dostu ve veziri kobra yılanına talimat vererek bahçe de isyana katılan
herkesi yakalaması için orduyu yollaması emrini vermiş… Hain mümtazın da yakalanıp bahçedeki en büyük vişne ağacına asılması talimatını vermiş.

  Mümtazın asılması ve ordunun bahçeye girmesiyle isyancı gruplar dağılmaya başlamış. İsyancılara destek olarak bekletilen çekirge sürüsü de tam harekata geçecekken komşu dost bahçenin hava kuvvetlerinden 5 adet kara karga birliğinin saldırasına maruz kalarak telef olmuşlar.


  İsyanın bastırılmasından sonra akrep kral, krallığı kaldırmış demokratik secim yapılmasını ve isteyenlerin karsısında aday olabileceğini söylemiş. Seçimden  sonra haşarat meclisi açılmış akrep de başkan seçilmiş…
Düşman bahçenin başkanı recai, bu yenilginin ardından dayanamayarak intihar etmiş…yerine daha ılımlı politikayı benimseyen kelebek Rıfkı başkan olmuş.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

-TÜL KEDİSİ-

ABSURD GENCİN AĞZINDAN: Yıl 1990 İstanbul’da, güzeller güzeli bir kız, fedakâr bir anne, cefakâr bir baba varmış. Anne ölünce bab...