1 Aralık 2014 Pazartesi

Şiir Gibidir !




İşte böyledir hayat...
Deyip sohbetimizi sonlandırdığımız günler ne de çabuk geçiyor.
İlim yollarının o patikalarında çekilen o sıkıntılar...
Günah ile sevap arasında gidip geldiğimiz,
 O gidiş gelişler hep bir sonraki gidiş gelişlerin gidiş gelişleri değil mi?
Ferrarisini satan bilgelerden değiliz, Ferrari peşinden gidenlerden de olmadık.


Biz takvamıza ziyade olsun diyenlerle birlikte hasbıhal halinde bulunuruz...
Bizim sabrımızı sınamasınlar,
 Nefsimizi, takvamızı, zühdümüzü sınasınlar...
Nefsin peşinden gidenlerden değildik, bizler Kıble’yi gösteren burnumuzun dikine gidenlerdeniz...
Artık ilim de okutanlardan olmuştuk,
Cumaları cemaate...
Yazın mahallenin henüz günahkâr olmamış çocuklarına...

 Ashabı ilim, ehli takva olmak kolay olmuyordu...
Enaniyet sahibi şahıslar bizleri nefislerinden aşağı görür oldular,
Bizdeki zühdü de takvayı da kıskanır oldular.






Teknoloji modernleşirken insanlık yozlaşıyordu,
 Ahlaki maneviyeler yok oluyordu,
Kitapsızlaştırdıkları takvaları ile yeni bir akım oluşturan bu gafilan enaniyet tanrılarına tapmaktadır...






Biz ehli takvayız,
Ehli zühd ehli irfan ehli tasavvuf,
 Ehli hayâ da derler...
Adaleti ictimaiyye bozulalı Hz Ömerler aranır oldu,

Bizim takvamız bize sizin takvanız size der olmuş gafilan...
Nefsin kadar konuş dediklerimiz hala susmadılar,
Biz bizi biliriz, bizi de bilen biliyor...
Pek az konuşuruz lakin susmuşluğumuz çoktur,
Biz susarız pek acıkmayız...
Bir lokma bir hırka...
Biz susarız takvamız konuşur.

Şiir gibidir yaşamımız irfanımız hece hece,
Takvamız mısra mısra...
Bizler iki cihanda da aşkı arayanlardanız, lakin kadehler de arayanlardan değil...

-TÜL KEDİSİ-

ABSURD GENCİN AĞZINDAN: Yıl 1990 İstanbul’da, güzeller güzeli bir kız, fedakâr bir anne, cefakâr bir baba varmış. Anne ölünce bab...