19 Eylül 2013 Perşembe

KİLİSE GÜNLÜĞÜ




KİLİSE GÜNLÜĞÜ

Hasta ve emeklilerin yatakta,memur ve öğrencilerin ayakta olduğu şu saat diliminde,şehrin merkezinden 10 dk uzak ve yeni yapılmakta olan toplu konutların hemen yakınlarında bulunan küçük bir kilisecikteyiz. Kilisecik,orta çağ zamanında emekli olmuş bir uyuşturucu baronun yaptırdığı bir kiliseydi gel zaman git zaman olumsuz hava koşulları,küresel ısınmada 4+1 olan kilise şimdilerde 1+1 şeklini almıştır.. Yıkılan bölümleri onarıp kiliseye katmak yerine boş araziyi mütahite verip yerine daire almışlar, ve bunu da kiraya verip kilisenin döner sermayesine katmışlardır..

    Şimdiler de bu küçük kiliseye Andrea adında saf,iyi bir papaz bakmaktadır, Andrea'ya hizmet etmek içinde papaya bir yardımcı yollamıştır o da Alfonzo isminde düzenbaz biridir. Sahtekarlık ve dolandırıcılıkla hapse girmiş 10 yıl hapis cezası almış bu süre içinde hapishane kilisesinde çalıştırılmış,bu sayede kilise işlerini öğrenmiş kendini geliştirmiştir. Cezası bitip dışarı çıktığında 'Papa bana iş bul' kampanyasına katılmış ve kendisini buraya göndermişlerdir. Yıllardır bu kilisede çalışmaktadır, kilise işlerini gayet iyi yapar fakat hilekarlıklarıyla günahkar halkı dolandırmaya devam eder. Bu sayede kilise yanındaki toplu konutlardan birkaç daire bile almıştır. İlerde bir gün bu kilisenin başına geçmek gibi çılgın düşünceleri de yok değil..

    Alfonzo'nun günlük rutin ilk işi sabah erkenden uyanıp bir çay suyu koyar,su kaynayıncaya kadar bahçeyi süpürüp sular,sonra gelir çayını demler ve papazın kahvaltısını hazırlar ve odasına götürür, ikisi de aynı odada kaldıkları için bunu o kadar sorun yapmaz.. Asıl sorun yaptığı yer papazın uykusunu ağır olmasıdır,saatlerce onu uyandırmak için uğraşır, her gün öldüğünü sanır sevinir ama sonunda kalkar.

  Alfonzo'nun diğer bir özelliği çok iyi yalakacı olmasıdır. Papazı o kadar güzel o kadar güzel sözlerle över ki papaz bunu çok sever ve hiç yanından ayırmaz.
  Papaz uyanınca hemen birkaç güzel söz ile yakalığa başlar, gün boyunca devam eder ta ki uyuyuna kadar,onu uyutur kendisi serseri arkadaşlarıyla meyhanelere kaçar sabaha kadar arkasından saydırır durur.

  Kahvaltı hazırdır, papaz da uyanmıştır. Andrea ve Alfanzo karşılıklı oturmuş demli vatikan çayını içmektedirler.  Yalakalık damarı kabaran Alfanzo hemen sohbeti başlatır.

__ Tanrı sizi korusun Yüce peder. Bugün sizi pek bir zinde ve sağlıklı gördüm,afiyettesinizdir umarım.
__ Tanrının gazabı senden uzak olsun evladım, bugün biraz yorgun hissederim kendimi, dizlerimde bir ağrı var ki yürütmüyor beni evladım.. Bugün gelen günahkarlara nasıl ilgileneceğimi bilmiyorum.
__Siz hiç merak etmeyin aziz Peder, ben ne güne duruyorum sizin yerinize o gelen günahkarların günahlarını dinlerim,siz dinlenin istirahat edin.. Tanrı sizi kutsasın,başımızdan eksik etmesin sizin yüce ilminizden,merhametinizden bizi mahrum etmesin..
  Alfanzo tüm bunları söylerken, içerisinden sevinç çığlıkları atmaya başlamıştı,yaşlı papaz ölecek ve yerine kendi geçecekti.
__ O dediğin nasıl olur evladım, benim tanrıya karşı vazifelerim var, ne olursa olsun  yapmam lazım. Bu hoşgörülü yardımsever tavrını Tanrı ödüllendirsin evladım.
__ Tanrı senin bu halini görüyor sayın peder, sizi bu durumda bağışlayacağını umuyorum, siz bana güvenin ve dinlenin.
__ Peki öyle olsun evladım, Tanrı yardımcın olsun.. Günahkarlar için dua et,onlara yardımcı ol, tövbe etmelerine vesile ol. Hiçbir iyilik mükafatsız kalmaz unutma..
    Alfanzo günah çıkarma işleminde yer alma işini de hallettikten sonra sevinci birkaç daha arttı, artık insanları daha fazla dolandırıp daha fazla para kazanacaktı.

  Hafta sonu olma sebebiyle daha fazla insan geliyordu kiliseye, çok eski yapı olması insanları buraya daha bir ruhani kutsal saymalarına neden oluyordu..Gelen insanlar buranın tarihi yapısını görünce çok çabuk etkileniyorlardı, bu da Alfanzo’nun keyfine keyif, parasına para katıyordu…
  Alfanzo kiliseye gelen insanlardan Tanrı adına, kiliseye yardım adına, fakir fukara, garip guruba, dul ve yetim adına, insanlık adına ve birçok bahane sebebiyle para topluyordu, bu paraların çok az kısmını pedere veriyor geri kalanına zimmetine geçiriyordu.
  Eskiden kilise cennet arazi satarak para toplarken, şimdilerde Alfonzo günah çıkarma faturası olarak veya yardım adına para topluyordu.
  Alfonzo papazı kandırmıştı, onu dinlemeye ikna etmiş kahvaltıdan sonra tekrar uyutmuştu ve işe koyulmuştu.. İnsanlar tek tek gelmeye başlamıştı, Alfonzo papaz kıyafetini giymiş günah çıkarma kabinindeki yerini almıştı.
  Kabine izin alarak bir kadın girdi, orta yaşlarda sarışın orta boylu zayıf bir kadındı. Ağlamaklı bir hali vardı hemen konuya girmek istemedi, bu durumu Alfonzo fark etti demek ki kadının derdi büyüktü. Sevindi ne kadar büyük dert o kadar çok para demekti onun için hemen konuşmayı başlattı..
__ Tanrı sizinle olsun evladım, anlat derdini babana
__ Aziz peder, nasıl diyeceğimi bilmiyorum. Büyük hata yaptım, büyük günah işledim, vicdan azabı çekiyorum. Ne yapacağımı bilmiyorum ne olur bana yardım edin.
__ Babanız size yardım için burada evladım, sen anlat hele bir derdini. Tanrı seni kutsasın.
__ Aziz peder, ben bir şirketin pazarlama bölümünde çalışıyorum geçen hafta işte rahatsızlandım ve eve erken gitmek zorunda kaldım. İş arkadaşım Tom beni eve bıraktı bende ona teşekkür için kahve içmeye çağırdım. Tom ile kahvemizi içtiğimiz sırada yatak odasından sesler gelmeye başladı, korktum hırsız sandım, Tom ile birlikte bakmaya gittik, hırsız ise korksun diye kapıyı hızlıca açtım ve içeri girdim elimde kocamın yedek silahı vardı. Kapıyı hızlıca açıp içeriye girmiştin ve yatağımda iki kişi vardı biri erkek biri kadın, erkek olan kocamdı kadın olan ise çocuğumun bakıcısı jody’di. Gördüklerime inanamıyordum, kocam ve jody.. Başkasını bulamadın mı be adam diyordum. Judy kim be. O anda aklım başımdan gitti, beni nasıl judy ile aldatır deyip judy’e ateş etmeye başladım, o kadar çok ateş etmişim ki mermi kalmamış boşa sıkmaya başlamışım artık gözüm dönmüştü o lanet olası kocamı da öldürecektim baktım ortalıkta görünmüyor, birde ne göreyim adam odanın camını açmış kaçmaya çalışıyor. Tom hemen onu yakalayıp yere yatırmıştı, baktım yalvarmaya başlıyor benden af diliyordu.

__ Yapma,yapma Candy. Herşeyi açıklayabilirim, hiçbirşey göründüğü gibi değil, konuşmama izin ver..
__Açıkla bakalım, ne açıklayacaksın
__Hani geçen gün evlilik yıl dönümüzde New York’a gitmiştik
__Eee..
__Hani tüm gün gezmiştik,alışveriş yapmıştık,akşam romantik bir yemek yemiştik
__Eee,eee, uzatma anlat
__İşte o yemek sırasında bir kadın orda garsonluk yapıyordu ve beni yemek süresince bakışlarıyla beni taciz ediyordu, lokantadan ayrıldığımız sırada bana numarasını zorla vermişti bende onu arayıp konuşmak ve seni çok sevdiğimi söylemek üzere eve çağırdım
__Yok artık daha neler, kahve de ısmarladın mı kıza bari
__Ismarlamaz olur muyum canım, ben o kadar kaba bir insan mıyım, ne kadar nazik,kibar olduğumu sen daha iyi bilirsin, hani geçen yıl evlilik yıl dönümümüz…
__Kes be, bırak şimdi geçen yılı devam et anlat.
  Bu sırada Candy Alfonzo’ya tüm bunları anlatırken Alfonzo,kabinde rahat tv koltuğunda uyuya kalmıştı yanındaki küçük demlikteki su kaynamış fokurdama sesleri gelmeye başlamıştı. Candy’nin bu uzun hayat hikayesi bitecek gibi değildi, o da en iyisi uyuyup bitmesini bekleyecekti.
__Kız geldi ona güzel bi kahve yaptım durumumuzu ve sana olan sevgimi anlatmaya başladım, kız beni hiç dinlemiyordu hala tacizlerine devam ediyordu, bir ara başım dönmeye başladı ve bayıldım. Bir süre sonra uyandığımda kız yanımda yatıyordu ve ben hiçbirşey hatırlamıyordum. İşte canım tüm olay böyle gerçekleşti.
__Lanet olsun sana, demek böyle birşeyde oldu, bu rezilliğinde başka suçlarında varmış demek, beni daha önce de aldattın demek, yazıklar olsun sana
__Şey karıcığım! Olaylar karıştı galiba, sen anlattıklarımı unut lütfen.
  Kocası korkudan olayları karıştırmış, eski ihanetlerini anlatmıştı artık iyice batmıştı..
__Sus! Lanet olsun sana ve sana bakış atanlara, seni geberteceğim, bu kadını öldürdüğüm gibi, o garson kızı da bulup geberteceğim..
  Candy silahını tekrar doldurup bu sefer yerde dizleri üzerine çöken kocasına ateş etmeye başlar.
  Bu sırada ocakta kaynayan suyu, Alfanzonun ayağına damlar ve uyanır, kadın biraz duraksamış görür onu tekrar canlandırmak için can alıcı sorular sormaya başlar,
__Evladım, demek iki kişiyi öldürdün, Tanrı bağışlayıcıdır günahların için bağışlama isteyeceğim
__Hayır peder keşke iki kişi öldürmüş olsaydım, vicdanım daha rahat olurdu şimdi, günahım daha fazla peder
__Anlat devam et evladım Tanrıdan ümit kesme, burada ben sizin için varım korkma anlat..
  Judy ve kocamı öldürdükten sonra, Tom bana yardım etti ve ikisinin cesedini bahçemize gömdük. Ertesi sabah Tom ile birlikte New York’a o lokantaya gittik ve o kızı bulduk, Tom polis gibi davranarak kızı dışarı çıkardı. Arabayla kızı şehrin dışındaki bir ormana kadar götürdük, Tom orda bir çukur kazdı bende kızı sorguya çektim. Kocamla birlikte daha birkaç kere görüştükleri ve yanlarında başka kızlarında olduğunu söyledi. O kızlarında yerini öğrenip onu oracıkta öldürdüm ve gömdük.. Tom ile artık daha yakın olmuştuk zaten aramız çok iyiydi, muhtemelen bana platonik olarak aşıktı yoksa niye bana bu konularda yardım etsin. Artık tüm vaktimi kocamla birlikte olan kadınları bulup öldürmekle geçirecektim işten izin aldım çocuğumu yatılı bir okula verdim ve öldürmeye devam ettim.

__Tanrı bağışlayıcıdır evladım, 3 kişiyi öldürdüğün için bile seni bağışlar.
__Ah keşke peder, keşke üç kişi olsaydı. Ben o kadınları aradığım ev sahibimiz sürekli beni arayıp kirayı istiyordu, kendisi huysuz aksi biriydi, bir gece Tom ile kahve içerken kapıma geldi ve hakaret etmeye başladı, Tom buna dayanamadı ve adama vurdu adam oracıkta öldü, artık Tomda öldürmeye başlamıştı, artık hiç paniğe kapılmıyorduk yine evin bahçesinde açtığımız çukura gömdük ve bir kahve daha içtik..
  Bu sırada Alfonzo hiç şaşırmadan ve umursamadan yeni demlenmiş çayını bardağına dolduruyordu, koltuğuna yerleşti, ayağını önündeki küçük sehpanın üzerine uzattı ve çayını yudumlamaya başladı kadın devam ediyordu hala.
  Tom o kadınları araştırdı ve buldu, bunlar 3 kız arkadaş bir barda garsonluk yapıyorlar ve küçük bir evde birlikte yaşıyorlarmış gündüz evde yatıyor olacaklarını varsayıp evlerine gittik, gizlice eve girdik. Evde 6 kişi vardı ve hepsi ölü gibi yatıyorlardı, diğer 3 kişi kızların sevgilileri olmalıydı. Mecburen hepsini öldürmemiz gerekiyordu fakat hepsini gömmek zor olacağından evde yangın çıkartıp öldürmek daha uygundu, ben onların ellerini ayaklarını bağladım, Tom da evi yakmaya başlamıştı, bu şekilde onlardan da kurtulmuştuk.
__Tanrı seni affetsin evladım, şeytana uymak seni günaha sürüklemiş, fakat ümidini kesme, Tanrıya bağışlanmak için adaklar sun, fakiri doyur, Tanrını evini kutsa
__Peki evladım ne zaman bu hatalarının farkına vardın, seni ney doğru yolu bulmanı sağladı, Tanrının merhametine ne zaman sığınma ihtiyacı hissetin.
 En son altı kişiden sonra bir süre kimseyi öldürmedik, Tom ile güzel günler geçiriyorduk, Tom bana evlenme teklifi etti bende kabul etmiştim. Küçük bir nişan töreni yaptık kısa bir süre sonrada evlenecektik herşey güzel gidiyordu, bir kuş sütü eksikti.. Bir sabah tanımadığım biri evime geldi ve Tom’un ona borcu olduğunu ve onun vermediğini benim vermem gerektiğini söyledi.. Nedenini sorduğumda Tom’un o korkunç planını öğrenmiştim. Dünya başıma yıkılmıştı ihanetin en büyüğünün içerisinde kalmıştım. Tom para karşılığı kızlar ayarlayarak kocamı baştan çıkarttırmış, benimde bunu öğrenmemi sağlamıştı. Çocuğumun bakıcısını para ile kandırmış beni de iş yerinde ilaç ile hasta yapıp eve getirmişti. Tüm bunları niçin yaptığını sormalıydım cezasını ondan sonra vermeliydim. O akşam güzel bir yemek hazırladım ve yemeğe başladım çok sakindim tıpkı bir seri katilin hamburger yemesi gibi..
__Tom mutlusun değil mi benimle?
__O nasıl söz Candy, tabi ki mutluyum
__Benim için herşeyi yapar mısın peki?
__Yaparım tabi canım, senin için adam bile öldürürüm, zaten öldürdüm biliyorsun. Nerden çıktı şimdi bu
__Biliyorum canım, sadece merak ettim, bugün ne oldu biliyor musun?
__Ne oldu balım anlat bakalım
__Bir adam geldi ve benden para istedi, senin borcun olduğunu söyledi, biraz konuştuk onunla, o da seni bekliyordu burda..
  Candy eliyle odadaki kanepeyi işaret etti üzeri örtülmüş bir şey vardı kanepenin üzerinde. Tom ayağa kalktı, oraya gitti ve örtüyü kaldırdı ve o anda şok oldu ne diyeceğini bilemedi, para ile kızları ayarlayan adam boylu boyunca kanepede yatıyordu ve ölüydü ağzında köpük vardı sadece ne kan ne darp izi vardı üzerinde. Dizleri tutmaz oldu ve oracığa düştü gözü Candy deydi sakin bir şekilde kendisine bakıyordu Candy.
__Bu adam bana herşeyi anlattı, çevirdiğin bütün dolapları öğrendim, tek merak ettiğim şey niçin bunu yaptığındır. Kocamı ve birçok masum insanı öldürmeme sebeb olan şey nedir. Bu arada çabuk söylesen iyi edersin birkaç dakika sonra bu adam gibi zehirleneceksin, birkaç dakika ömrün kaldı bari son dakikalarında doğruyu söyle.
  Candy ürkütücü derecede sakindi, masadan kalkmamıştı bile yemeğini yemeye devam ediyordu, çünkü kendi yemeğinde zehir yoktu Tom hem şaşkın hemde Candy’nin bu sakinliğinden korkmuştu.Söyleyebildiği tek bir sözle herşeyi apaçık koyuyordu, son nefesinden önceki son sözü
__Herşeyi Senin İçindi Candy..
  İşte böyle peder. Bir aşk uğruna beni katil yapan adamı da öldürdükten sonra artık pişman oldum, bir hiç uğruna günahkar olmuşum. Benim yaşadıklarım ve günahlarım bunlar sevgili peder.. Sizce Tanrı beni bağışlar mı? Birçok insanın kanına giren benim gibi birini affeder mi?
__Tanrı seni görüyor evladım, içindeki bu pişmanlığı, düştüğün bu kuyudan Tanrını merhameti ile kurtulabilirsin. Sana yardımcı olmak benim görevim, sana doğru yolu göstereceğimden hiç şüphen olmasın evladım. Seni Tanrıya ulaştırcak yolun haritası bende hiç merak etme.. Sadece tövbe ve pişmanlık yetmez tabi Tanrıyı memnun edecek şeylere ağırlık vermen gerekli
__Tanrıyı neler yaparsam memnun edebilirim sayın peder?
__Öncelikle basit ve yapması kolay olan şeylerden başlamamız gerekli kendi evine nasıl bakıp koruyorsan Tanrının evini de öyle korumalısın hizmet etmelisin, ihtiyaçlarını gidermek için uğraşmalısın. Sende görüyorsun kilisemizin halini bakıma ne kadar muhtaç, Tanrı yaptığın iyilikleri görüyor evladım.. Kimin parası kimin duası öyle değil mi? Kilisemizin aylık epey bir masrafı oluyor, sağ olsunlar insanlarımız günahlarından kurtulmak için yardım ediyor fakat yetmiyor, Tanrının evi ilgi ve alakalarınıza muhtaç evladım bunu unutma.
__Tabi ki aziz peder Tanrının evi bizim evimiz olmalıdır, ne ihtiyacınız var ise ben yardımcı olmaktan mutluluk duyarım.
__Bu yardımların sayesinde bağışlanman kolaylaşır evladım. Ben senin için dualarımı artıracağım. Tanrı sizi korusun..


24 Mayıs 2013 Cuma

Bir Yobazın Günlüğü





Aziz günlük,

   Gecenin bu tenha vakti şeriflerinde, herkesin gaflete düştüğü dünyevi uğraşlar içerisinde kaybolduğu, nefsanî arzu ve hevesleri doğrultusunda geçirdikleri günün ardından kuş tüyü yataklarında gaflet uykularına daldığı şu vakitler de ben seninle günün analiz ve kritiğini yapmak için buradayım…
  
  Ey günlük, beni kimse anlamıyor. İnsan gaflet, dalalet, hıyanet, sefalet içerisinde yüzerken benim kıymetli, değerli, eşsiz dimağımdan çıkan fikir ve görüşlerden tabi ki istifade edemezler… Latif bedeni vücudum tüm bunlardan uzak ilahi, ruhani, saffani, devrani âlemlerde seyrü sefai kaim eyler durur…

   Gece mahalledeki birkaç gafil, zındık kişilerin pervasız tutum ve davranışları neticesinde istirahat vaktimi hunharca katletmiş oldular. Uykusuz halde düştüğüm ilim yollarında bu aciz insanların benim engin tecrübelerinden istifade etmelerini ne çok istiyorum, azıcık dahi olsa bana benzemeye çalışsalar tüm yaşantıları değişecek ama bilmiyorlar işte…

  Sofiyane yaşantım beni gaflete, kibre, riyaya düşmekten alıkoyuyor, okula giderken otobüsün kalabalık olması dolayısıyla oturacak yer şöyle dursun ayakta dahi zor duruyordum, karşı cins NİSA’lara değmemek için epey bir mücadele ettim, Allah korusun abdestim  tehlikeye falan girseydi ben nice olurdum… Şükür abdesti sakatlamadan okula ulaşmıştım… Bir ara hatunun biri inmişti bazı din kardeşlerim benim oraya oturmamı telkin etmişti fakat ben hemen hiddetle karşı çıktım, bir hatunun kalktığı yere ben asla oturmazdım maazallah takvama zarar verebilirdi. Hemen oradaki bacılardan birinin oturmasını söyledim. Tüm bunlar yaşanırken nefsimi kontrol ettim gurur ve kibre kapıldığı diye fakat riya yoktu zaten olamazdı benim kalbim temizdi. Benim gibi mümtaz bir şahsiyet de kibir ve riya ne arardı. Besmelesiz adım atmayan ben böyle küçük nefsi oyunlara gelir miydim HAYIR…

  Okula vardık sınıfa doğru yürürken dikkat ediyordum özellikle bayanların gittiği yoldan gitmemeye dikkat ediyordum, onların bastığı taşlara basmamaya, tuttuğu yerleri tutmamaya dikkat ediyordum. Çünkü bunlar günahkâr gafil insanlar Maazallah onlara benzemek istemem, rabbül âlemin beni korusun böyle gafletlere düşürmesin… Bastığın yerleri toprak diye geçmeyeceksin düşüneceksin biraz buraya daha önce bir hatun basmış mı oturmuş mu?
  
  İlim meclisi sınıfıma girdiğimde her zaman cemaate önce Allahın selamını verir, erkek din kardeşlerimin halini hatırını sorardım. Hatunların yanlarına yaklaşmazdım, zaten onların bu meclislerde ne işleri varsa… Kapitalist laik düzen yüzünden burada değiller mi zaten, burada vakit kaybedeceklerine gitsinler evlerinde analarına yardım etsinler… Yemek öğrensinler, temizlik yapsınlar çok okumak istiyorlarsa evlerinde okusunlar, sokaklara çıkıp erkeklere günah bataklığına sürüklemesinler…

    Neyse sınıfa girdiğimde bir kısım erkeklerin toplanıp istişare yaptıklarını gördüm, yanlarına vardım şöyle bir kulak verdim… Vermez olaydım keşke, duyduklarım beni şoka uğrattı… Gaflete düşmüş bir iki gafil ortaya korkunç bir fikir atmış… Hatunlardan birinin yakın zamanda annesi vefat etmiş… eee… Hatunun yanına gidip geçmiş olsun diyeceklermiş, acısına ortak olup teselli verip yanında olduklarını göstereceklermiş… Aman Allah’ım… Bu kulaklarım bunları duymaz olaydı bu nasıl bir tekliftir… Bu insanlar bu teklifi ortaya atacak cesareti nerden buldular, bu kadar mı şeytanlaştılar… Bu zındıklar şeytanın, iblisin uşakları olmuşlar… Nerde görülmüş bir hatunun o kadar yakınına gitmek üstelikte sadece gitmekle de bitmiyor birde konuşmaya kalkacaklar başın sağ olsun, Allah rahmet eylesin falan diyecekler… Olacak şey değil! Toplum nasıl bozuluyor buradan anlamak mümkün, insanlar bu kadar pervasız olabiliyorlar demek…

  Kısa bir şaşkınlıktan sonra bu iki zındık’ı ağır bir dille uyarak o cemaatten dağıttım, bir daha bu gafillerin hiçbir cemaate girmesine izin vermeyeceğim sevgili günlük… Ey günlük sende böyle şeyler söylersen seni ateşe atar yakarım haberin olsun… O gafiller cehennemde yanacak bende seni burada sobada yakarım…

  Akılları karışmadan cemaati tekrar toparladım, onları uyardım böyle şeyler yapmayın etmeyin gaflete düşmeyin, şeytana uymayın… Bunlar şeytanın oyunları dedim. Hatunlara yaklaşmamalarını onlarla göz göze gelmemelerini, asla konuşmamalarını telkinde bulundum…

    Ne kadar şanslılar demi günlük, benim gibi Salih bir din kardeşleri var onların iyiliklerini isteyen, onlara doğru yolu gösteren… Safi, berrak akıl sahibi birinden destek almak çok önemli hele bu devirde en önemli şey…
  
    İşte böyle günlük bugünde insanlığa hizmet etmenin gururu ve keyfi üzere akşam ettim… Ben daha cenabü rabbül âleminden ne isterim… Asıl onlar cennette bana komşu olmayı istemeleri lazım… Sevgili günlük insanların bana ihtiyaçları var bunu sende biliyorsun…
    Yeni güne yeni hizmetler için uyanmak üzere...
 


                                                                                       

-TÜL KEDİSİ-

ABSURD GENCİN AĞZINDAN: Yıl 1990 İstanbul’da, güzeller güzeli bir kız, fedakâr bir anne, cefakâr bir baba varmış. Anne ölünce bab...