24 Mayıs 2013 Cuma

Bir Yobazın Günlüğü





Aziz günlük,

   Gecenin bu tenha vakti şeriflerinde, herkesin gaflete düştüğü dünyevi uğraşlar içerisinde kaybolduğu, nefsanî arzu ve hevesleri doğrultusunda geçirdikleri günün ardından kuş tüyü yataklarında gaflet uykularına daldığı şu vakitler de ben seninle günün analiz ve kritiğini yapmak için buradayım…
  
  Ey günlük, beni kimse anlamıyor. İnsan gaflet, dalalet, hıyanet, sefalet içerisinde yüzerken benim kıymetli, değerli, eşsiz dimağımdan çıkan fikir ve görüşlerden tabi ki istifade edemezler… Latif bedeni vücudum tüm bunlardan uzak ilahi, ruhani, saffani, devrani âlemlerde seyrü sefai kaim eyler durur…

   Gece mahalledeki birkaç gafil, zındık kişilerin pervasız tutum ve davranışları neticesinde istirahat vaktimi hunharca katletmiş oldular. Uykusuz halde düştüğüm ilim yollarında bu aciz insanların benim engin tecrübelerinden istifade etmelerini ne çok istiyorum, azıcık dahi olsa bana benzemeye çalışsalar tüm yaşantıları değişecek ama bilmiyorlar işte…

  Sofiyane yaşantım beni gaflete, kibre, riyaya düşmekten alıkoyuyor, okula giderken otobüsün kalabalık olması dolayısıyla oturacak yer şöyle dursun ayakta dahi zor duruyordum, karşı cins NİSA’lara değmemek için epey bir mücadele ettim, Allah korusun abdestim  tehlikeye falan girseydi ben nice olurdum… Şükür abdesti sakatlamadan okula ulaşmıştım… Bir ara hatunun biri inmişti bazı din kardeşlerim benim oraya oturmamı telkin etmişti fakat ben hemen hiddetle karşı çıktım, bir hatunun kalktığı yere ben asla oturmazdım maazallah takvama zarar verebilirdi. Hemen oradaki bacılardan birinin oturmasını söyledim. Tüm bunlar yaşanırken nefsimi kontrol ettim gurur ve kibre kapıldığı diye fakat riya yoktu zaten olamazdı benim kalbim temizdi. Benim gibi mümtaz bir şahsiyet de kibir ve riya ne arardı. Besmelesiz adım atmayan ben böyle küçük nefsi oyunlara gelir miydim HAYIR…

  Okula vardık sınıfa doğru yürürken dikkat ediyordum özellikle bayanların gittiği yoldan gitmemeye dikkat ediyordum, onların bastığı taşlara basmamaya, tuttuğu yerleri tutmamaya dikkat ediyordum. Çünkü bunlar günahkâr gafil insanlar Maazallah onlara benzemek istemem, rabbül âlemin beni korusun böyle gafletlere düşürmesin… Bastığın yerleri toprak diye geçmeyeceksin düşüneceksin biraz buraya daha önce bir hatun basmış mı oturmuş mu?
  
  İlim meclisi sınıfıma girdiğimde her zaman cemaate önce Allahın selamını verir, erkek din kardeşlerimin halini hatırını sorardım. Hatunların yanlarına yaklaşmazdım, zaten onların bu meclislerde ne işleri varsa… Kapitalist laik düzen yüzünden burada değiller mi zaten, burada vakit kaybedeceklerine gitsinler evlerinde analarına yardım etsinler… Yemek öğrensinler, temizlik yapsınlar çok okumak istiyorlarsa evlerinde okusunlar, sokaklara çıkıp erkeklere günah bataklığına sürüklemesinler…

    Neyse sınıfa girdiğimde bir kısım erkeklerin toplanıp istişare yaptıklarını gördüm, yanlarına vardım şöyle bir kulak verdim… Vermez olaydım keşke, duyduklarım beni şoka uğrattı… Gaflete düşmüş bir iki gafil ortaya korkunç bir fikir atmış… Hatunlardan birinin yakın zamanda annesi vefat etmiş… eee… Hatunun yanına gidip geçmiş olsun diyeceklermiş, acısına ortak olup teselli verip yanında olduklarını göstereceklermiş… Aman Allah’ım… Bu kulaklarım bunları duymaz olaydı bu nasıl bir tekliftir… Bu insanlar bu teklifi ortaya atacak cesareti nerden buldular, bu kadar mı şeytanlaştılar… Bu zındıklar şeytanın, iblisin uşakları olmuşlar… Nerde görülmüş bir hatunun o kadar yakınına gitmek üstelikte sadece gitmekle de bitmiyor birde konuşmaya kalkacaklar başın sağ olsun, Allah rahmet eylesin falan diyecekler… Olacak şey değil! Toplum nasıl bozuluyor buradan anlamak mümkün, insanlar bu kadar pervasız olabiliyorlar demek…

  Kısa bir şaşkınlıktan sonra bu iki zındık’ı ağır bir dille uyarak o cemaatten dağıttım, bir daha bu gafillerin hiçbir cemaate girmesine izin vermeyeceğim sevgili günlük… Ey günlük sende böyle şeyler söylersen seni ateşe atar yakarım haberin olsun… O gafiller cehennemde yanacak bende seni burada sobada yakarım…

  Akılları karışmadan cemaati tekrar toparladım, onları uyardım böyle şeyler yapmayın etmeyin gaflete düşmeyin, şeytana uymayın… Bunlar şeytanın oyunları dedim. Hatunlara yaklaşmamalarını onlarla göz göze gelmemelerini, asla konuşmamalarını telkinde bulundum…

    Ne kadar şanslılar demi günlük, benim gibi Salih bir din kardeşleri var onların iyiliklerini isteyen, onlara doğru yolu gösteren… Safi, berrak akıl sahibi birinden destek almak çok önemli hele bu devirde en önemli şey…
  
    İşte böyle günlük bugünde insanlığa hizmet etmenin gururu ve keyfi üzere akşam ettim… Ben daha cenabü rabbül âleminden ne isterim… Asıl onlar cennette bana komşu olmayı istemeleri lazım… Sevgili günlük insanların bana ihtiyaçları var bunu sende biliyorsun…
    Yeni güne yeni hizmetler için uyanmak üzere...
 


                                                                                       

-TÜL KEDİSİ-

ABSURD GENCİN AĞZINDAN: Yıl 1990 İstanbul’da, güzeller güzeli bir kız, fedakâr bir anne, cefakâr bir baba varmış. Anne ölünce bab...