8 Kasım 2016 Salı

Kayıp Günlük







   Sana geldim
Umudun ve sevdanın ustası
Yaralarım kanıyor yorgunum

Gözlerinin duldasında
Deliksiz bir uykuya
Sana geldim bu gece konuğunum...

BİR GÜN

   Bir oğlan bir kızı sevmiş diyecekler, ayrılık onları bulmadan her şey anlamlı ve kıymetliymiş..
   Küçük dünyasında hayalleri için yaşayan, beklentisi bir fakirin mutluluğu kadar olan, küçük sebeplere bağlayarak hayattan daha fazla huzur almaya çalışan biriydi fakat son günlerde kırık hayalleri ve yüzünde anlamsız bir keder vardı diyecekler...Bu şehrin insanlarını anlamıyordu, aslında diğer şehirlerdekiler de pek farklı değilmiş.  Mutluluk ve huzuru yalancı şeylerde arayıp geçici hazlara büyük bedeller ödeyerek sahip olmak istiyorlardı ve bunda da gayet güzel ısrar ediyorlardı derdi.   
 Zamansız gelen yarınsız sevdaya hiç beklemediği bir zamanda yakalanmıştı. Unutmamak için sevmişti, ta derinden ve samimi... 



İkinci Gün

   Güne huzurla nasıl başlanır bilir misin? uykunun son demlerinde ikimizin şarkısı olsun dediğin şarkının sesiyle gözlerini açıp onun hayaliyle uyanmakla olur. Hemen kalk ve mutluluğa koş. Bu soğuk hava da o içindeki sıcaklığı hissettin mi? Heyecanını koru, derin nefes al ve karşısında saçmalamamaya çalış. Sev onu. İçten. Samimi ve her haliyle.

O Gün

  Bugün ne güzel bir gün, hava şartları ve zemin âşık olmak için çok uygun. İlk karşılaşma.  Mesafeler kısılıyor ve gülen gözleriyle tanışma zamanı yaklaşıyor.  Uzaktan o gelişi yok mu.kurumuş topraklar canlanıyor. Yeni güller. Etrafa güzel kokuları yayılıyor ve gülen gözleri taa içten parlıyor.  Gülümsemesi kalbimi durduruyor. Aman Allahim.  Göz gördü gönül sevdi. Benim günahım ne burada? Sen öyle güzel bakarsan bana bende sana âşık olurum tabi. Ah! İşte O an ben, derin karanlık kuyulara düştüm.  Konuştun ve Tutup çıkardın beni. Gözler ve sözler. ?Ölüm ve yaşam... Sen ve ben...

 Kendimi ona bıraktım, aldı ve götürdü. Bir masa. Ortasında iki limonata. Karşımda mutluluk. Ortamda eksik olan tek şey: limonatanın tadı. O konuştu ben gözlerin de gezintiye çıktım. Neler anlattı acaba kim bilir? Dalmışım Gözlerine, kendime geldiğimde bize ayrılan zamanın sonuna gelmiştik. Neyse kalktık, önden bayanlar. 
Yan yana Yürümenin tek güzel tarafı ne biliyor musunuz ? kokusunu sürekli alarak gitmek. Fakat gözlerini göremedik den sonra niye fazla yürüyelim. Oturalım çay içelim. Gözlerine bakakalayım yine, çayımız soğusun. Bide kahve söyleyelim yanında çikolata kaplamalı kahve çekirdekleri olsun, sonra kahvemizin falına baktıralım; senin falında benim ismimin baş harfi benimkinde tüm ismin çıksın.  Muhabbetimiz hiç azalmasın. Bu defa limonatayla idare ettik ama  Canımız sağ olsun. Seninle bu saatten sonra şekersiz cay bile içerim.


O Gece

Saat 23.30. Kendimi gözleri tavana dikmiş halde hatırlıyorum. Üzerimi değiştirmeden  atmışım kendimi, yemek yemeyi bile unutmuşum.Evine bırakalı ve ardından bakakalalı tam 5 saat 32 dakika olmuş. Buluşmamız heyecanlı olmuştu ama ayrılık hüzünlü oluyormuş. Buna bir çözüm bulmak lazım.


Sonra sen gittin,  niye gittin ki ama;  biz çok iyiydik. Belki hayat bize güler yüzünü gösterirdi.



 Senden Sonra Bir Gece

  Dun gece rüyamda seni ne kadar çok sevdiğimi söyleyecektim ki !. Bana baktın baktın sanki
Bir yabancıya bakar gibiydin. Arkanı döndün ve gittin; hiç bir şey söylemeden. Ardın sıra bakakaldım. Sonra koştum ama sen benden daha hızlıydın. Gitme kal. Beni bırakma sensiz deme fırsatı vermedin.
    Gittin. Gittin ve sustun. Senle birlikte papatyalar sensiz, sahipsiz ve kimsesiz kaldı. Gittin madem en azından arkanda hasretini, sevgini özlemini bırakmasaydın. Bu nasıl bir ayrılıktır: ne bir ses ne de bir söz... Neydi o öyle.  Koşarcasına gitmek; sana yetişemeyeceğimi bile bile...


Başka Bir Gün

     Hiçbir sebep yokken sana gelişi güzel içimi dökmeye geldim. Bugün hava yalnızlık kadar soğuktu. Hüzünlü gri bulutlar ve ardından yağmur... Sen seviyorum
Dediğin için yürümek istedim yağmurda. Seninle birlikte aniden bastıran yağmurda
şemsiyesiz kalmak isterdim. Biraz yürürdük belki sonra tüm cesaretimi toplayıp elini
tutardım. Önce gözlerine bakar sonra başımı gökyüzüne kaldırıp sözümü sadece yağmur damlalarının kesebileceği bir anda 'seni seviyorum' derdim.



  Ne olacaksa senin yanında olmalı, gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldığımda
Aklıma senin Işıldayan gözlerinle bana baktığını ve içimi ısıtan gülümsemeni görmek
bana nasıl huzur veriyorsa, nefesi verip gözlerimi senin olmadığın bir geleceğe açmakta o derece keder ve hüzün veriyor....Değil mi ki, kavuşmalarımız topal. Ayrılıklarımız koşar adım.


  Bu Gün

  Birini çok düşünürsünüz ve onu çok görmek istersiniz  ya elbet bir gün bir yerde ve beklenmedik bir zamanda görebilirsiniz. O sizden ne kadar kaçmış olsa bile. Onu öylece uzaktan seyre dalarsınız, yine her zamanki gibidir;Kıvırcık ipeksi saçlarıyla gül yüzüne kondurduğu o gülümsemesi, çakmak çakmak gözlerin de kendinizi bulduğunuz o gözleri... Köşe başını dönüp de gözden kaydolduğunda kısa süreli sevincin boğazında düğümlendiğini fark edersiniz.

  Der misin ki bir gün;
"inşallah çok bekletmedim seni.".
.
.
.
.



-TÜL KEDİSİ-

ABSURD GENCİN AĞZINDAN: Yıl 1990 İstanbul’da, güzeller güzeli bir kız, fedakâr bir anne, cefakâr bir baba varmış. Anne ölünce bab...