13 Ağustos 2012 Pazartesi

0.07 Victor Final




OPERASYONDAN 1 SAAT SONRA....



Issız karanlık ve rutubetli sığınak görünümlü bir depo, yüksek tavanlı etrafı kırık camlarla çevriliydi, uzun zamandan beri kullanılmadığı etraftaki makinelerin paslı görünümünden anlaşılıyordu… Samuel gözlerini açtığında yarası hafiften sarılmış bir vaziyette demir bir sandalyeye bağlanmış olarak buldu kendini… Son bir saat içinde olanları hatırlamıyordu ayağı hala ağrıyordu… Tam o sırada içeriye Marcus girer Samueli ukala bir tavırla süzdükten sonra ona;
-         Ey annemin oğlu, sana bir teklifim olacak, gel bana katıl birlikte bu âlemi yönetelim, sana her istediğini veririm yeter ki bana biat et…
-         Ben senin kardeşin değilim, ne seninle çalışırım ne de sana biat ederim…
-         Komik olma Samuel, artık Victor yok seni kimse kurtaramaz, Frank’in başına gelenler senin başına da gelmeden bana biat et…
-         Ne yaptın lannn ona alçak herif…
-         Şimdi sevgili arkadaşın Frank, hastanenin balkonunda sallanıyor…
-         Ona kıydın demek alçak herif…
-         O sadece bir başlangıç Samuel, sende onun yerinde olmak istemiyorsan bana biat et ve Victor’un nereye gidebileceğini söyle…
-         Demek Victor kaçtı, sen bittin o zaman alçak Marcus… Sen başını yastığa koymadan o senin başını alır… Beni öldür hemen yoksa burası yakında yok olacak Victor’u tanımıyorsun sen… Çok az vaktin kaldı Marcus…

Marcus kibri Samuel’in uyarılarını dikkate almamasına neden olmuştu... Marcus âlemdeki tüm çete liderlerinin yanına gelmesini emretmişti, onlara da artık Victor’un yerine kendisinin geçtiğini söyleyecekti ve onlardan kendisine biat etmelerini isteyecekti… Menfaat üzerine kurulan dünya o çete liderlerinin de Victor’a ihanet edip Marcus’a biat etmelerine neden olmuştu… Frank’in asılması ve kardeşinin yaralı ve bağlı halde sergilenmesi tüm çeteleri korkutmuştu, kardeşine bunları yapan bize ne yapmaz fikri onları ihanete sürüklemişti… Ama unuttukları önemli bir şey vardı Victor ölmemişti ve intikam için geri gelecekti…

 OPERASYONDAN 2 SAAT SONRA…

Marcus’un yanına adamlarından biri koşarak gelir ve hastane balkonundan Frank’in cesedinin indirildiğini ve oradaki adamlarının öldürülüp cesetlerinin asıldığını söyler… Kendisini de sağ bırakıp Marcus’a mesaj göndermesini istemiştir, mesaj kısa nettir ‘’ Alçak Marcus adamları mı öldürmenin bedelini ödeyeceksin, Samuel’i kurtarmaya ve senin canını almaya geliyorum beni bekle’’…
Hala kibir içinde yüzen Marcus şeytani planlar düşünür, Victor’un hırsla geleceğini bildiği için ona kendinden beklenmeyecek büyüklükte bir tuzak kurar… Planını yapar ve beklemeye başlar.

OPERASYONDAN 3 SAAT SONRA

   Samuel’in saklandığı depo şehirden uzak bir yerde küçük bir ormanlık arazisinin ortasında yer alıyordu, çevresinde birkaç çiftlikten başka bir şey yoktu, havasının ve suyunun kötü olması yüzünden yerli halk burayı yıllar öncesinden terk etmişti. Etrafta kimsecikler yoktu, Victor dikkatlice etrafı gözlüyordu Marcus’un bir şeyler planladığını tahmin edebiliyordu… Yarası hala kanıyordu geçici olarak sarmıştı kolunu, tedavi olacak vakit yoktu bir an önce Samuel’i kurtarmalıydı… Dikkat çekmeden deponun yanına kadar gelmişti etrafa bakıyordu fakat kimse görünmüyordu, ‘ SAMUEL’ diye birkaç defa bağırdıktan bir süre sonra Samuel’in sesini duyar ve deponun giriş kapısına doğru koşar adımlarla ilerler… Kapıya vardığında deponun ortasında Samuel’i sandalyede bağlı bir vaziyette görür ve üzerinde de zaman ayarlı bir bomba vardır… Kapının önüne geldiğinde karşındaki kapıdan Marcus görünür…
-         Seni daha geç bekliyorduk Victor erkencisin bugün
-         Seni adi pislik, ölüm fermanını 2 saat önce imzaladın sen… Seni de o patronunu da yok etmeye geldim…
-         Bırak bana tehdit savurmayı da sen önce adamını kurtar, tabi kurtarabilirsen… Adamının üzerinde 120 saniyeye ayarlı bir bomba var ve bulunduğun yerden de onun yanına kadar mayın döşenmiştir, bakalım mayınlara basmadan vaktinde adamını kurtaracak mısın?

Marcus bunları söyler ve kapıdan çıkarak gider, Victor onun peşinden gitmek ister fakat Samuel’i kurtarması gereklidir. Bomba aktif hale getirilmiştir, Victor yavaş yavaş ilerler bastığı yerlere dikkatlice basmaya çalışır… Mesafenin uzunluğu ve sürenin azlığı Victoru sinirlendirir ve ani hareketler yapmasına neden olur… Yolu yarılamıştır fakat 60 saniyeden daha az bir süre kalmıştır… Samuel artık sonun geldiği anlar ve Victor’un daha fazla yaklaşmamasını ister. Artık vedalaşma zamanı gelmişti ikisi de gözyaşlarını da tutamıyorlardı, yıllar önce Victor’un kendisini kurtardığı anı hatırladı yıllar sonra yine ölüme çok yakındı fakat bu sefer kurtarması mümkün değildi… Saniyeler hızla ilerliyordu ömrünün son saniyelerini yaşıyordu Samuel… Yıllardır birlikte çarpıştığı adamının gözlerinin önünde öleceğini anlayan Victor yıkılmıştı, şu 2–3 saat içinde her şeyini kaybetmişti önce Frank şimdi de Samuel…
Samuelin son sözleri şunlar olmuştu:
"Seninle birlikte çalışmak güzeldi Victor kardeşim"

Saniyeler acımasızca hızla ilerlemişti yılların dostluğu o son saniyeyle birlikte yok olmuştu, artık samuelle Victor sonsuza kadar ayrılmışlardı, Victor’un gözlerinden akan yaşlar artık akmıyordu, en sevdiği iki adamı gözleri önünde öldürülmüştü… Bu acılara dayanamıyordu artık, tüm bu yaşananlarının sonunda artık kendisi de yaşamak istemiyordu bu zalim ve acımasız dünyada, bir anda düşündü belki bunca yıldır yaptıklarının bedeliydi bunlar… Döktüğü kanların bedelini sevdiklerinin kanıyla ödüyordu… Artık kimse yoktu bu dünyada tek kalmıştı onu ayakta tutan sadece intikam hırsıydı… Bütün bunların hesabını başkana ve Marcus’a sormalıydı…

OPERASYONDAN 5 SAAT SONRA…

Victor başkanın ve Marcus’un peşine düşmüştü, her ikisi de Victor’un öldüğü sanıyorlardı bu yüzden de teknede bir kutlama yapacaklardı… Victor bunu başkanın koruması konuşturarak öğrenmişti… Saat sekizde sahilde ' Revolution ' isimli yatta kutlama yapacaklardı… Buluşma vaktinden önce gelmişti ve o yata elinde kalan son patlayıcıları doldurmuştu… Bu akşam bütün adamlarının intikamlarını alacaktı, son kez karşılarına çıkıp ölüm korkusunu yüzlerinde görmek istiyordu…

Saat sekiz olunca önce Marcus özel kurşungeçirmez tankı andıran cipiyle gelmişti, on dk sonra da başkan özel güvenlik konvoyuyla yata gelir… Karşılıklı içkilerini yudumladıkları sırada bir anda Victor çevredeki korumaları etkisiz hale getirip karşılarına çıkar… İkisi de şok olmuştu Victor’u karşılarında gördüklerinde, ellerindeki kadehler yere düşmüştü… Başkanda korku Marcus da ukala bir ‘sen ölmez misin be adam’ tavrı vardı…
-         Victor senin ne işin var burada… Arkadaşın Frank’e üzüldüm…
-         Bırak lan… Bu yalanları, her şeyi biliyorum bu köpeği benim yerime geçirmek istiyorsun, o yüzden beni sattın bu köpeğe…
-         Tamam, Victor anlaşabiliriz, sen aklı başında birisin, şiddete hiç gerek…
-         Kes lan buraya sizinle anlaşmaya gelmedim, bugün burada bütün hesaplar kapanacak birazdan hepiniz havaya uçacaksınız, sizin Samuel’e yaptığınızı bende size yapacağım…

Başkan korkudan titriyordu fakat Marcus hala o kibirli tavrından vazgeçmiyordu… Samuel’in adı geçince bir an dikkati dağılan Victor’u gören Marcus belindeki tabancayla Victor’un göğsüne iki el ateş eder…
Koskoca Victor,  yılların eskitemediği adam, zaten yaralıydı bu kurşunlarla da dizleri üzerine çökmüştü… Gözlerinin önüne Frank ve Samuel gelmişti, artık dayanacak gücü kalmamıştı ömrü boyunca yaşadıkları şu 5 saat den daha kısa geliyordu… Yıkılmasına az kalmıştı ceketinin cebinden patlayıcıların kumandasını çıkartır ağır ağır ve patlayıcıları aktif hale getirir…10 saniye sonra her şey bitecekti… Bir an yüzünde bir tebessüm oluştu ve ağzından şu söz döküldü:
" Geliyorum kardeşim… Geliyorum Samuel… "

Koca Victor bu sözleri söyler ve denize düşer… Kaçmaya fırsat bulamadan Başkan ve Marcus yatla birlikte havaya uçar…

Victor’un kurmuş olduğu suç imparatorluğu 5 saat içinde yok olmuştu… Kimsenin aklına gelmeyecek bir şeydi, fakat gel görelim kalemler kırılmıştı yapacak bir şey yoktu… Bir devir kapanmıştı artık… Victor ve çetesi asla unutulmayacaktı, onlar tarihin tozlu sayfaları arasında yerini alacaklardı…


 BAŞKA MACERALARDA GÖRÜŞMEK ÜZERE AKLI SELİMDE KALIN...

12 Ağustos 2012 Pazar

0.07 Victor V



( 5.BÖLÜM )




OPERASYONDAN 1 SAAT  ÖNCE


Beyaz sarayın kırmızı halılı koridorlarından daha önce hiç kimsenin görmediği simada biri hızlı adımlarla başkanın odasına doğru yürüyordu…  Bu meçhul kişi başkanın odasına girer ve hemen saat üç yönündeki camın oradaki Çin malı deri koltuğa yayılmak yerine başkanın oval ofis diye tabir ettiği odanın kuzey tarafında bulunan tek kişilik ahşap işlemeli üzerinde kuş tüyü yastık bulunan sandalyeye oturur… Kimdi bu? Kendinden emin tavırlı, rahatça başkanla konuşabilen yeni yüz! ...
Ekibinde ona Bostonlu Marcus derler, düşmanları ve onu sevmeyenlerde kalleş Marcus diyorlardı. Yeni yeni piyasaya girmiş fakat giriş o giriş ortalığın tozunu dumanına katmıştı. Tek rakibi victordu. Başkanında kendisini çağırmasının tek sebebi bu olabilirdi.

Başkan oturduğu koltuktan ağır ağır kalkar çekmeceden bir puro alır ve şöyle bir burnunda gezindirerek koklar halis Küba purosudur… Marcus hemen yetişir ve başkanın purosunu yakar... Başkan söze başlar ‘’seninle bir anlaşma yapacağız Marcus, ben sana şu anda Victor’un sahip olduklarından daha fazlasını ve senin istediklerini vereceğim sende Victoru ölü yâda diri bana getireceksin.’’ Var mısın yok musun? ...Başkan Victorun kalemi kırıp Marconun önüne atar… Artık Victor imparatorluğunun sonu için geri sayım başlamıştı...
Marcos bu teklife balıkla daldı, kaçırılacak fırsat değildi yılladır istediği buydu, ancak bu şekilde Victor’u yenebilecekti ve âlemde tek olacaktı. Başkan kendisine her türlü desteği vereceğini söylemişti, fakat kafasında bir soru işareti kalmıştı Victor gibi bir adamını niye harcıyordu, niye kendisine teslim ediyordu. Bunu başkana sordu fakat başkanın cevabı onu pek ikna etmemişti. Başkan sadece ‘’Victor işimize yaramıyor artık’’ diyerek geçiştirmişti. Asıl neden aslında Victor’un çok fazla güçlendiğiydi, Frankin vurulmasının altından da başkan çıkacağından, kısa vadede Victor’un büyük olay çıkartacağını bildiği için onu ortadan kaldırmak istiyordu…
Başkan Victor’un istediği hastaneye birkaç adamını yerleştirmişti ve onlara orda saklanmalarını ve silah sesi duyduklarında arkadaki kapıyı açmalarını emir vermişti. Marcos en güvendiği 5 adamını yanına almıştı diğer adamlarını da Victor’un ordusunun içine sokmuştu, onlarda kargaşa çıktığında Victor’un adamlarını öldüreceklerdi, planını son kez gözden geçirirler… Plan şuydu,  keskin nişancı hastanenin karşısındaki kilise den Victorun ordusundan 3 kişiyi vuracaktı, silah sesini duyan içerdeki adamlar hastanenin arka kapısını açarak. Marcos ve adamlarını içeri alacak, silah sesinden korkan halk telaşa kapılıp kaçmaya çalışacak ordunun dikkati dağılacak ve ordu içindeki adamları Victor’un adamlarını öldürecekti, devamında siber destekle uçak ve helikopter düşürülecek bununla birlikte Victor’un elindeki tüm silahlar çalışmaz hale getirilecekti, Marcos de adamlarıyla içeri girip operasyona başlayacaklardı…



OPERASYON BAŞLIYOR…

 Üç el silah sesinin duyulmasıyla hastanenin arka kapısı açılır ve Marcos ve adamları içeriye sızarlar… Victor güvenlik amacıyla hastane içinde adam bırakmamıştı, bu yüzden çok rahat içeriye sızmışlardı, hemen tüm elektrik kaynaklarını kapatırlar, Victor ve adamlarının 3.katta ameliyathanede olduklarını biliyorlardı, sessizce yukarı çıktılar Victor’un iki adamını öldürürler…
Elektrikler kesilince Victor’un ameliyatı yarım kalır, hala dikemediği damarlar vardı, Frank’in kanaması hala devam ediyordu… Victor başkanın kendisini sattığını anlamıştı ama şimdilik yapacağı bir şey yoktu öncelikle Frank’i kurtarmalıydı, fakat karanlıkta bir şey yapamıyordu… Dışarıda sürekli silah sesleri duyuyordu, ortalığın karıştığını biliyordu başkanın kendisi için kimi yolladığını merak ediyordu, ama şimdi oradaki güvenlikte sağlamalıydı… Kontrol ve güvenlik için Samuel’i yollar… Samuel karanlık koridorda ilerlerken zihninden bir anda sonlarının geldiğini düşünür ve ürperir… Koskoca yılların eskitemediği yaşlı kurt bugün tuzağa düşürülmüştü… Tam bunları düşünürken bir anda bacağında bir sıcaklık hisseder ve bir anda yere yığılır… Sağ bacağından kurşun girip çıkmıştı acı içinde yerde kıvranmaya başlar bir yandan da bozuk ağzıyla ağza alınmayacak sertlikte küfürler saymaya başlar… Kafasını kaldırdığında çok şaşırır konuşamaz sadece ‘’ Marcus demek sendin’ diye mırıldanır ve bayılır…
  Marcus Samuel’in küçük kardeşidir… Yıllar öncesinden mahalde misket oynadıkları sırada Samuelin Marcus’a hile yaptığını iddia etmesi üzerine aralarında çıkan kavgadan sonra birbirlerine küserler ve bu yüzden yıllardır konuşmazlar. Her ikisi de sokaklarda büyümüş, serserilik üzerine master yapmışlardır, sürekli birbirleriyle rekabet içerisinde yaşamışlardır… Heves ve arzularına düşkün olan Marcus abisi gibi değildi istediği bir şeyi ne şekilde olursa olsun yapmak isterdi karşısına abisi çıksa dahi…
   Marcus adamlarına Samueli götürmelerini söyler, kendisi de Victor’un karşına çıkar ve bir anda elektrikler yanar… Karşısında Marcus’u görünce şaşırmıştı Victor, başkan kendisi için demek marcosu göndermişti… Victor:
—   Demek başkan seni gönderdi haa... Başka adam kalmadı mı ki senin gibi birini gönderdi.
—   Beğenemedin mi Victor, artık sen ve senin o imparatorluğunun sonu geldi… Artık emeklilik vaktin geldi…
—   Sen mi beni emekli edeceksin, sen git o patronuna söyle bana daha tecrübeli birilerini göndersin ya da kendi gelsin ordusuyla birlikte…
—   Hala kendine çok güveniyorsun Victor, artık anla şunu sen bittin, senin yıllarca hüküm sürdüğün o topraklar artık benim hâkimiyetim altında olacak…
—   Sende hala heves ve arzularının peşindesin… Sana bana katıl dedim dinlemedin gittin üç beş sokak serserisiyle evcilik oynadın, bırak bu oyunları artık adam ol…
—   Ha ha ha… Sen şimdiki haline bir baksana… Bütün adamların yok oldu, en güvendiğin adamının biri masada ölüyor, diğeri de benim elimde biraz sonra ölecek… Bırak şu inadı da teslim ol beni uğraştırma.
—    Samuele ne yaptın lan köpekkk… Ben bunun hesabını sana ve o başkana sormaz mıyım lan…
—   Bu halinle daha intikam mı diyorsun sen ya komik olma Victor… 

Marcus masa da yatmakta olan Frank’in üzerine kurşun yağdırmaya başlar… Victor bir anda şok olur eli ayağı tutmaz, can dostu Frank artık yoktu… Kalleş kurşunlar onu almıştı Victordan… Frankten sonra silahı Victor’a doğrultur ateş eder ve kolundan vurur…  Hemen kendine gelen Victor üçüncü katın camından aşağıya çalıların üzerine atlar ve bir anda ortalıktan kaybolur… Marcos hemen adamlarına peşine düşmelerini söyler… Daha sonra zalimliğin sınırlarını zorlarcasına aklına şeytani bir fikir gelir… Samuel’in bulunduğu yerin adresini kâğıda yazıp Frank’in üzerine yapıştırır… Bundan sonrası ise daha korkunçtur, zalim Marcus Frank’in yaralı bedeninin hastanenin camından sallandırılmasını emreder… Bu zalimce hareketle Victoru kızdıracağını ve o öfkeyle onu tuzağa düşüreceğini planlar… Kibrin bu kadar şahlandığı bu zamanda Marcus zafer sarhoşluğu içerisine girmişti, bu şekilde bir vahşet sergileyerek âlemde nam yapma niyetindeydi…
İçerde bunlar olurken dışarıda Victor’un adamları da öldürülmüştü, halk şok olmuştu dakikalar içinde Victor’un imparatorluğu yıkılmıştı Frank’in cesedinin balkondan sallandırıldığını gördüklerinde her şeyin bittiğini anlamışlardı, insanlar gözyaşları içerisinde Frank’in cansız bedenine bakıyorlardı… O sırada Marcus balkona çıkar ve halka ukala bir edayla seslenir…
‘’Beni dinleyin ey insanlar, artık Victor ve ekibi tarih olmuştur… Görüyorsunuz işte Franki, çok yakında diğerlerini de böyle asacağım ve hepiniz göreceksiniz… Bu âlemde artık benim dediklerim olacak, bundan sonra Victor yok artık kral Marcus var…’’

5.BÖLÜM SONU 


                       

-TÜL KEDİSİ-

ABSURD GENCİN AĞZINDAN: Yıl 1990 İstanbul’da, güzeller güzeli bir kız, fedakâr bir anne, cefakâr bir baba varmış. Anne ölünce bab...