OPERASYONDAN 1 SAAT SONRA....
Issız karanlık ve rutubetli sığınak görünümlü bir depo, yüksek
tavanlı etrafı kırık camlarla çevriliydi, uzun zamandan beri kullanılmadığı
etraftaki makinelerin paslı görünümünden anlaşılıyordu… Samuel gözlerini
açtığında yarası hafiften sarılmış bir vaziyette demir bir sandalyeye bağlanmış
olarak buldu kendini… Son bir saat içinde olanları hatırlamıyordu ayağı hala
ağrıyordu… Tam o sırada içeriye Marcus girer Samueli ukala bir tavırla
süzdükten sonra ona;
- Ey annemin oğlu, sana bir teklifim
olacak, gel bana katıl birlikte bu âlemi yönetelim, sana her istediğini veririm
yeter ki bana biat et…
- Ben senin kardeşin değilim, ne seninle
çalışırım ne de sana biat ederim…
- Komik olma Samuel, artık Victor yok seni
kimse kurtaramaz, Frank’in başına gelenler senin başına da gelmeden bana biat
et…
- Ne yaptın lannn ona alçak herif…
- Şimdi sevgili arkadaşın Frank,
hastanenin balkonunda sallanıyor…
- Ona kıydın demek alçak herif…
- O sadece bir başlangıç Samuel, sende
onun yerinde olmak istemiyorsan bana biat et ve Victor’un nereye gidebileceğini
söyle…
- Demek Victor kaçtı, sen bittin o zaman
alçak Marcus… Sen başını yastığa koymadan o senin başını alır… Beni öldür hemen
yoksa burası yakında yok olacak Victor’u tanımıyorsun sen… Çok az vaktin kaldı
Marcus…
Marcus kibri Samuel’in uyarılarını dikkate almamasına neden
olmuştu... Marcus âlemdeki tüm çete liderlerinin yanına gelmesini emretmişti,
onlara da artık Victor’un yerine kendisinin geçtiğini söyleyecekti ve onlardan
kendisine biat etmelerini isteyecekti… Menfaat üzerine kurulan dünya o çete
liderlerinin de Victor’a ihanet edip Marcus’a biat etmelerine neden olmuştu…
Frank’in asılması ve kardeşinin yaralı ve bağlı halde sergilenmesi tüm çeteleri
korkutmuştu, kardeşine bunları yapan bize ne yapmaz fikri onları ihanete
sürüklemişti… Ama unuttukları önemli bir şey vardı Victor ölmemişti ve intikam
için geri gelecekti…
OPERASYONDAN 2 SAAT SONRA…
Marcus’un yanına adamlarından biri koşarak gelir ve hastane
balkonundan Frank’in cesedinin indirildiğini ve oradaki adamlarının öldürülüp
cesetlerinin asıldığını söyler… Kendisini de sağ bırakıp Marcus’a mesaj
göndermesini istemiştir, mesaj kısa nettir ‘’ Alçak Marcus adamları mı öldürmenin
bedelini ödeyeceksin, Samuel’i kurtarmaya ve senin canını almaya geliyorum beni
bekle’’…
Hala kibir içinde yüzen Marcus şeytani planlar düşünür, Victor’un
hırsla geleceğini bildiği için ona kendinden beklenmeyecek büyüklükte bir tuzak
kurar… Planını yapar ve beklemeye başlar.
OPERASYONDAN 3 SAAT SONRA
Samuel’in
saklandığı depo şehirden uzak bir yerde küçük bir ormanlık arazisinin ortasında
yer alıyordu, çevresinde birkaç çiftlikten başka bir şey yoktu, havasının ve
suyunun kötü olması yüzünden yerli halk burayı yıllar öncesinden terk etmişti.
Etrafta kimsecikler yoktu, Victor dikkatlice etrafı gözlüyordu Marcus’un bir
şeyler planladığını tahmin edebiliyordu… Yarası hala kanıyordu geçici olarak
sarmıştı kolunu, tedavi olacak vakit yoktu bir an önce Samuel’i kurtarmalıydı…
Dikkat çekmeden deponun yanına kadar gelmişti etrafa bakıyordu fakat kimse
görünmüyordu, ‘ SAMUEL’ diye birkaç defa bağırdıktan bir süre sonra Samuel’in
sesini duyar ve deponun giriş kapısına doğru koşar adımlarla ilerler… Kapıya
vardığında deponun ortasında Samuel’i sandalyede bağlı bir vaziyette görür ve
üzerinde de zaman ayarlı bir bomba vardır… Kapının önüne geldiğinde karşındaki
kapıdan Marcus görünür…
- Seni daha geç bekliyorduk Victor
erkencisin bugün
- Seni adi pislik, ölüm fermanını 2 saat
önce imzaladın sen… Seni de o patronunu da yok etmeye geldim…
- Bırak bana tehdit savurmayı da sen
önce adamını kurtar, tabi kurtarabilirsen… Adamının üzerinde 120 saniyeye
ayarlı bir bomba var ve bulunduğun yerden de onun yanına kadar mayın
döşenmiştir, bakalım mayınlara basmadan vaktinde adamını kurtaracak mısın?
Marcus bunları söyler ve kapıdan çıkarak gider, Victor onun
peşinden gitmek ister fakat Samuel’i kurtarması gereklidir. Bomba aktif hale
getirilmiştir, Victor yavaş yavaş ilerler bastığı yerlere dikkatlice basmaya
çalışır… Mesafenin uzunluğu ve sürenin azlığı Victoru sinirlendirir ve ani
hareketler yapmasına neden olur… Yolu yarılamıştır fakat 60 saniyeden daha az
bir süre kalmıştır… Samuel artık sonun geldiği anlar ve Victor’un daha fazla
yaklaşmamasını ister. Artık vedalaşma zamanı gelmişti ikisi de gözyaşlarını da
tutamıyorlardı, yıllar önce Victor’un kendisini kurtardığı anı hatırladı yıllar
sonra yine ölüme çok yakındı fakat bu sefer kurtarması mümkün değildi…
Saniyeler hızla ilerliyordu ömrünün son saniyelerini yaşıyordu Samuel…
Yıllardır birlikte çarpıştığı adamının gözlerinin önünde öleceğini anlayan
Victor yıkılmıştı, şu 2–3 saat içinde her şeyini kaybetmişti önce Frank şimdi
de Samuel…
Samuelin son sözleri şunlar olmuştu:
"Seninle birlikte çalışmak güzeldi Victor
kardeşim"
Saniyeler acımasızca hızla ilerlemişti
yılların dostluğu o son saniyeyle birlikte yok olmuştu, artık samuelle Victor
sonsuza kadar ayrılmışlardı, Victor’un gözlerinden akan yaşlar artık akmıyordu,
en sevdiği iki adamı gözleri önünde öldürülmüştü… Bu acılara dayanamıyordu
artık, tüm bu yaşananlarının sonunda artık kendisi de yaşamak istemiyordu bu
zalim ve acımasız dünyada, bir anda düşündü belki bunca yıldır yaptıklarının
bedeliydi bunlar… Döktüğü kanların bedelini sevdiklerinin kanıyla ödüyordu…
Artık kimse yoktu bu dünyada tek kalmıştı onu ayakta tutan sadece intikam
hırsıydı… Bütün bunların hesabını başkana ve Marcus’a sormalıydı…
OPERASYONDAN 5 SAAT SONRA…
Victor başkanın ve Marcus’un peşine düşmüştü,
her ikisi de Victor’un öldüğü sanıyorlardı bu yüzden de teknede bir kutlama
yapacaklardı… Victor bunu başkanın koruması konuşturarak öğrenmişti… Saat
sekizde sahilde ' Revolution ' isimli yatta kutlama yapacaklardı… Buluşma
vaktinden önce gelmişti ve o yata elinde kalan son patlayıcıları doldurmuştu…
Bu akşam bütün adamlarının intikamlarını alacaktı, son kez karşılarına çıkıp
ölüm korkusunu yüzlerinde görmek istiyordu…
Saat sekiz olunca önce Marcus özel
kurşungeçirmez tankı andıran cipiyle gelmişti, on dk sonra da başkan özel
güvenlik konvoyuyla yata gelir… Karşılıklı içkilerini yudumladıkları sırada bir
anda Victor çevredeki korumaları etkisiz hale getirip karşılarına çıkar… İkisi
de şok olmuştu Victor’u karşılarında gördüklerinde, ellerindeki kadehler yere
düşmüştü… Başkanda korku Marcus da ukala bir ‘sen ölmez misin be adam’ tavrı
vardı…
- Victor senin ne işin var burada…
Arkadaşın Frank’e üzüldüm…
- Bırak lan… Bu yalanları, her şeyi
biliyorum bu köpeği benim yerime geçirmek istiyorsun, o yüzden beni sattın bu köpeğe…
- Tamam, Victor anlaşabiliriz, sen aklı
başında birisin, şiddete hiç gerek…
- Kes lan buraya sizinle anlaşmaya
gelmedim, bugün burada bütün hesaplar kapanacak birazdan hepiniz havaya
uçacaksınız, sizin Samuel’e yaptığınızı bende size yapacağım…
Başkan korkudan titriyordu fakat Marcus hala o
kibirli tavrından vazgeçmiyordu… Samuel’in adı geçince bir an dikkati dağılan
Victor’u gören Marcus belindeki tabancayla Victor’un göğsüne iki el ateş eder…
Koskoca Victor, yılların
eskitemediği adam, zaten yaralıydı bu kurşunlarla da dizleri üzerine çökmüştü…
Gözlerinin önüne Frank ve Samuel gelmişti, artık dayanacak gücü kalmamıştı ömrü
boyunca yaşadıkları şu 5 saat den daha kısa geliyordu… Yıkılmasına az kalmıştı
ceketinin cebinden patlayıcıların kumandasını çıkartır ağır ağır ve patlayıcıları
aktif hale getirir…10 saniye sonra her şey bitecekti… Bir an yüzünde bir
tebessüm oluştu ve ağzından şu söz döküldü:
" Geliyorum kardeşim… Geliyorum Samuel…
"
Koca Victor bu sözleri söyler ve denize düşer…
Kaçmaya fırsat bulamadan Başkan ve Marcus yatla birlikte havaya uçar…
Victor’un kurmuş olduğu suç imparatorluğu 5
saat içinde yok olmuştu… Kimsenin aklına gelmeyecek bir şeydi, fakat gel
görelim kalemler kırılmıştı yapacak bir şey yoktu… Bir devir kapanmıştı artık…
Victor ve çetesi asla unutulmayacaktı, onlar tarihin tozlu sayfaları arasında
yerini alacaklardı…
BAŞKA MACERALARDA GÖRÜŞMEK ÜZERE AKLI SELİMDE KALIN...