30 Temmuz 2014 Çarşamba

FAKİRİN YOLU




 Bugün fakirlik üzerime  bir başka çökmüştü. Zenginlik hayalini kuramamak gibi sebebi küreselleşen dünya ve kapitalist fakirler olan....

 Küreselleşme de neyin nesiydi, bir sekil degiştirme de vardi da dünya da mi yoksa insanlarda miydi bu...
 Topladığım gazete kağıtlarından birinde dünyanın elips seklinde olduğunu öğrenmemiştim....Evet bunu simdi hatırladım, dünyanın seklini arkadaşım olan başka bir fakirden öğrenmiştim...
 Fazıldi bu, fakirdi cepleri boştu ama beyninin içi doluydu % 75 i suydu beyninin...%70 de olabilir .
  Evet evet simdi hatırladım B12 olması lazım hani su hafızaya iyi gelen haplar, anacığım bana hamileyken yoksulluktan kullanamamış...
  Fakir başka bir arkadaş bana bir zamanlar şöyle derdi 'ölmeden önce bizde zengin...." Bu lafı söylerdi ama sonunu getiremezdi bize bir gülme tutar uzun sure kendimize gelemezdik sonra toparlandık haddimizi bildik.O günden sonra böyle sakalar yapmaz olduk birbirimize...
  Allah rahmet eylesin gecen gün kendisini kaybettik, mahallede karşıdan karşıya geçerken ayağı taşa takılmış kafasını başka bir taşa vurmuş.Mahalle fakirle dolu tabi kimsede sağlıkçı çağıracak telefon yok ....Kiminin duası kiminin bakışı demişler bizim mahalleli de arkasından bakmış...oracıkta gitmiş arkadaş fazla da kan akmamış diyorlar nasıl aksin gariban adamın kani mi olur...Zaten onun hiç olmazdı bazı günler aramızda para toplar kızılaya götürdük onu kan ısmarlardık...
   Fakir adamın olumu bile fakirce oluyor...
   Biz fakirleşirken dünya küreselleşiyordu...Biz yokluktan kibrit çöpüne dönerken küreselleşen dünyanın bebeleri basket topuna donuyordu...
  Ben okula hiç gidememiştim ama okul arkadaşım vardi Fazıl....fazıl da çok okumadı, hocaları senden adam olmaz demişler  beyninden dolayı, %75 suydu çünkü çok sululuk yapıyordu demek...zaten oda hep buyuk isler yapmak istiyordu, " is as es" derdi. Bende çüs derdim....

Bazen kendini kaybederdi, onu fakir mahalleler de arardık....

   Bu sene ramazan yaza denk gelmişti yine..." eee her zaman karpuz peynir ekmek yenmez" derdi.Fakir bir başka arkadaş...buyuk laf ederdi ama buyuk lokma yiyemezdi oda ayrı bir fakirdi iste...bizdendi...adi lokman....
  Lokman her zaman derin konuşurdu...ele avuca sığmayan sözleri vardi...bizi hep şaşırtsın isterdik o bizi sok ederdi....

   Nerede o eski ramazanlar " derdi. Fazılin dedesi....o zamanlar şimdiki gibi değilmiş insanlar daha uzun yaşarlarmış iri yapılı olurlarmış babayiğit adamlarmış ama simdi öyle mi ?....



   Şeytan diyor git kapısına " seviyorum de"  kap 2 kap keşkülü git arka parkta ye amaaa nerede pastacı Sami sevgiden ne anlar...bizim lokman olsa derdi acaba...

 Aşkın aldı benden beni

 2 kap keşkülü çok mu gördüm seni gidi sen....

 Hic unutmam gecen yil yine bir zekat mevsimindeyiz, ulke genelinde acilan zekat sandiklari orani %100 du....o sene de katilim beklenenin altindaydi, insanlik seviyesi dahi gecilememisti nerde o kuru ekmegini komsuna veren nesil...bizim mahallede kimseye zekat vermek dusmuyordu, biz sadece aliciydik. mahallenin tamami fakirlerden oluştuğu için kisi başına düşen zekat miktari hayli düsmüştu o kadar ki bana düşen miktar kuru ekmeği zor alabilmiştim...


 " Aç ayı oynamaz "derdi mahallenin eski kasabı haydar amca..Niye öyle derdi pek anlamazdık ...yoksa bir ayısı mi vardi...ya da mahalleye ayı mi inmişti....orta da bir ayı vardi ama kimdi nerdeydi kimleydi....bütün bu soruların cevabi hala bulunamadı...

  Evet bizim mahallede kasap olması çok garipti kasap dediysek adi kasap et satmazdı arada bir tavuk satardı ucuz diye bazi zamanlar ciğer falan...adam mahalleye kasap açtığına pişman olmuştu...durumu ilk basta bizden halliceydi bir sure sonra bizim gibi oda  tövbe etti fakirliği seçti dükkanı kapattı artık 5 vakit camide....

  Bir de Mujgan var...Deli dolu bir kiz... kafasi su siralar dolu nisanlisindan ayrilmis...deli kiz sen kalk evlenme programlarindan birine git adi da.."Gelin kaynana gelin oturun yanyana" orda da bir tane kaynana begen  daha damadi gormeden, demis illa ben bunun ogluyla evlenecegim inat etmis....oldu mu simdi bu...gel zaman git zaman soz, nisan,bohca kina falan ustune birde bekarliga vefa gecesi yapmislar...Tum bunlar olurken bizim mujgan pazarda bir kaynana gormus ama ne kaynana buyulenmis  ona gitmis oglun varsa evlenirim demis... bak sen yaaa su mujgana...kadin bunu red etmesun mi bizim mujgan bunalima girmis intihara falan kalkismis becerememis...akide sekekeri ile intihar etmeye kalmus deli kiz...


 Gecen gun yine kagit topluyorum ama ne topluyorum her yer kağıt... aman Allahım dedim bir kenara  gectim oturdum bir cay söyledim ..... bekledim bekledim baktım gelen giden yok....sonra dedim ne oluyor..son günler de bana birşey oluyordu...icimde ki fakiri hissedemiyordum...hemen ebe me gittim ekmek nineye bana artık daha fazla kuru ekmek yemememi söylemesin mi ! kuru ekmek dokunmaya baslamIs artik bana...yıkıldım ama ne yikildim bir fakir daha fazla nasil yikilabilir bilmiyorum....


  

Artik kuru ekmek yiyemecek, tek zevkim olan kuru ekmekten uzak kalacaktim...daha henuz keskulu yeni unutmusken birde bu bana cok agir gelmisti...
 Bizim kuru ekmekle olan iliskimiz cok eskilere dayanir...acali adana yokken keskul yokken imam bayildi yokken o vardi hep...kotu gun yoldasiydi, digerlerini aratmazdi....

 Aksam yorgun argin kulubeme donerken yolda hayalini kurdugum oydu...onu guzelce koparip dede yadigari tek dunyaligim bakir tasimin icerisine koyup uzerine o gunun sartlarina gore; su,sut,yogurt veya acili adana ile tek gozlu kulubemin kirik caminina bakarken bulurdum kendimi....


  Fakirin hayali zengini aciktirir....



  Gecen gun yine kagit topluyorum...hava bozmus kendini hic boyle yapmazdi,yine su kuresel isinma dedikleri sey galiba...vay arkadas herseyin basina kuresel koymasalar olmuyor....


 Evet ne diyordum bizim mahallede bir mujgan baska yok...


  Gecen gun yine kagit topluyorum diye bana acimislar mahallenin ileri gidenleri tam o sirada da mujgan duymus bu konusulanlari birde o acimasin mi bana...mujganin bana acidigini da bizim fazil gormus...oda gelip bana soyluyor bende sasirdim fazil niye bunu bana soyluyor...fazil da mi kuresellesiyor yoksa...

aciyi sevmesek kuru ekmegin yaninda yemeyiz....

  Hic unutmam birgun fazil ile hovardalik yapalim dedik...uzerimzde de acayip bir fakirlik  var ayiptir soylemesi pacalarimizdan akiyor o derece fakiriz...guya okul cikisi bekleyecegiz kiz tavlayacagiz...o kadar bekle bekle bir tanesi de donup su fakire bakmiyor...sonra iki polis geldi birden, bizi kapkacci serserilerden sanmis bizi alip karakola goturduler...kimsesizsiz ya kimse gelip bizi almiyor 2 gun sonra fazilin dedesi ancak gelebilmis hasta adam o kadar yolu...hic mi fakirliginizden utanmadiniz da bu islere girdiniz dedi bizi camiye dovmeye goturdu sizi allahin huzurunda doveceyim dedi...


 Bir gun unutmam fazilla iftar cadirinda kuyruktayiz...ama ne kuyruk .... kuyrugun sonuna siraya gecmek icin belediye minibus hatti cekmis...o gun yine fakirim kafaya koymusum iftarda farkli birseyler yiyecegim..siranin sonunu bulduk girdik siraya...derken saatler ilerledi, iftar topu atildi biz hala siradayiz o sirada yanimizdan bir kamyonet gecti uzerinde bir kac kisi kuyruktaki insanlara su atiyorlar insanlar orucunu acsinlar diye..orucu actik acmasina da sira hala ayniydi..korkuyorduk siradan ayrilmaya birdaha arkaya gecemezdik ...


" Uyuma olursun!" diyordu fazil...bu fazil da iyice gariplesiyorsu uyumuyordum goz bebegimi dinlendiriyordum...baktim sira hala yerinde duruyor...derken uzaktan anons sesleri gelmeye basladi " herkes dagilsin hemen  yoksa zor kullanacagiz" diyordu...gene mi polis dedim fazila... ama fazil ortalikta yoktu gitmis olayin sebebini ogrenmis...kuyrugun basinda iki fakir kim daha fakir polemigine girmisler olay cikmis araya diger fakirlerde girince olay buyumus olan da bizim iftarliklara oldu...


 Dostlar bizi fakirlikte gorsun derdi....fazilin ninesi ekmek nine....oda bizden fakir olmasin acayip fakirdi..evindeki tek sicak seyi vucut sicakligiydi. Bazen fazilla bana en son yedigi sicak yemegi anlatmaya calisir ama hatirlayamazdi, o zaman siz yoktunuz derdi sadece net bir tarih veremezdi....


 Ekmek nine de 6 kuşaktan fakirmiş, bize ağırmis saçlarını gösterip " ben bu saçları değirmende ağartmadım "derdi. niye öyle diyordu acaba ! Gozu hep topraga bakardi zavalli kadin hic beton gormemis....bana hep senin eben benim derdi...Bu yuzden her ebeme kufur yedigim de o geliyordu aklima...Bebekligimden bahsederdi...kedi yavrusu benden buyukmus, bu olur demisler bunu diyenler simdi olu....bende dogdugumda mahalli aralarinda para toplamis bana ancak 1 kilo sut alabilmisler, onu da bir ay idare etmis bizimkiler...Anamdan emdigim sut burnumdan gelirmis o yuzden inek sutu vermisler...O zaman fakirlik bir baskaymis suya sut katip verirlermis bana...


  Hep anlatirlar komsular,kucuk yasta hem oksuz hem yetim kalinca beni komsular beslemis...hayata erken atmislar felegin cemberini kucukken cevirmeye baslamisiz...

  o zaman pek yiyecek birsey bulamazdim ama dayagi bol yerdim..hayatta en cok yedigim sey dayak olmustur...hayat oyle degil mi fakirin en cok yedigi seyler biri dayak digeri kuru ekmek.....

   Mujgan hala mahallede

   Sokaklar müjgan kokuyor bir de döner
   İftara daha çok müjgan var
   Dönerin yanında da ayran.....

Yine bir gün is yerindeyim...2 kadin ellerinde poşetler yanıma geldiler..

" nasılsın evladım" der gibi bakmadılar....

"bunun burada ne isi var " der gibiydiler...sonra ellerindeki poşetleri atıp gittiler, hiç birşey anlamamıştım....Bu kadınlarda mi küreselleşiyorlardı...Ben isime geri dondum kağit toplamaya devam ettim...



 Hayat fakire ayrı bir güzellik sunuyor...aksam ne yesem derdi olmuyor...evde bir şey olmadığı için seçenekler epey azalıyor...Benim yemek konusunda tek kaygım kuru ekmeğimin yeterince kuruyup kurumadığı olmuştur...


 Bir fakirden daha fakir kim? diye sorardi fazilin ebesi yani ekmek nine...bir fakirden daha fakir kim olabilir ki ancak iki fakir olurdu ..ama oyle degilmis iste fakirin ayagi...cevap dul bir fakirmis bak sen ekmek nineye...ne kadar alcak gonullu, iste hep boyle ekmek nine ne dedigini bilmiyor....


  

Bir kuru ekmegi sevdim ...
Bir de mujgani...

Bayram geldi evlere...

Mujgan gitti ellere...

-TÜL KEDİSİ-

ABSURD GENCİN AĞZINDAN: Yıl 1990 İstanbul’da, güzeller güzeli bir kız, fedakâr bir anne, cefakâr bir baba varmış. Anne ölünce bab...