30 Temmuz 2012 Pazartesi

0.07 Victor IV

                                                               
                                      4.BÖLÜM



Victor FB 1907 tipi jetiyle hastanenin çatısına iniş yapmıştı..Hastanede tüm hazırlıklar tamamlanmıştı, Samuel ve en güvendikleri 2 adamıyla Frank'in ameliyatını yapacaktı Victor...
  Samuel Frank'in ameliyatında çok fazla kana ihtiyaç duyacaklarını biliyordu, çünkü son zamanlarda  doktoru Frank'e '' evladım sen ne kansız biri çıktın öyle'' diye küfür içerikli teşhislerde bulunmuştu. Frank'in vücudunda demir miktarı miligramda (mg) yok artık dedirten cinstendi. Serkeşt hayat biçimi Frankin yaşamında normal olmayan sonuçlar doğurmuştu. Doğurmuştu demişken, hastane boşaltılmadan hemen önce dünyaya bir erkek çocuğu gelmişti, Samuel onun adının ''FRANK'' olmasını istemişti...ailesi de korkudan  kabul etmek zorunda kalmıştı... Kim bilebilir belki ilerde bu çocuk Viktorun kurmuş olduğu suç imparatorluğunun varisi olacaktı
 Samuel kan sıkıntısı çekmemek için adamlarına şehirdeki tüm hastanelerden 0 RH - kanların hepsini toplamalarını emretmişti. Şu an ise ellerinde toplamda  yaklaşık aşağı yukarı üç aşağı beş yukarı  2500 ünite kan bulunuyordu.Hala da yetmezlik kaygısı yaşıyor ve yer altındaki dostlarından yardım talep ediyordu...

  Ameliyat başlamıştı,samuel Frank'in iki kolundan ikişer ünite kan vermeye başlamıştı, Viktor soğukkanlılığını koruyarak önce kurşunu çıkarmak istiyordu, kurşunun dış yapısını oluşturan bileşenlerin dokular üzerinde enfeksiyon yapma kabiliyeti kazanmaya başlamıştı bile... Hızlı bir bıçak hareketiyle yarayı açmıştı,bıçakla yara açmada  victor'un üstüne kimse yoktu, hızlı ve temiz yara açardı...
   Kurşun derinde saklanıyordu, kaburgaları delip dalağı parçalamış, ciğerden payını almış böbreğe gelmeden önce safraya uğramış oradan çıkışta da böbrekteki taşa çarparak ancak durabilmişti.
  Bir anda Victor'un eli ayağa titremeye başlamıştı, açlıktan mı yoksa nazar mı değmişti, bu nazar olamazdı çünkü duvarda nazar duası vardı  bu olsa olsa açlıktan olabilirdi...Tabi ya iki gündür bir şey yememişti kandaki şeker miktarı düşmüş beyne giden oksijenin kalitesindeki azalma neticesinde elde ve ayakta geçici titremeler meydana getirmişti.Bir anlık hata ile atardamarların bir kolu olan 'atara atar' çeken damarı yerinde söküp almıştı...O andan itibaren ortalık bir anda kan gölüne döner, Samuel hemen Frankin  her iki koluna da 10 ünite kan bağlar... Frank'in vücudu deli gibi kan yiyordu, ameliyata başlayalı daha  10 dk olmuştu fakat 120 ünite kan kullanılmıştı...Su gibi kan içiyordu vücudu, Victor'un paçasından kan akıyordu artık, yüzü gözü kana bulanmıştı.
  Victor strese girmişti, Frankin kalp atışlarında sıklık giderek azalmaya yüz tutmuştu, bu sonun başlangıcı olmalıydı, hemen bir şeyler yapmalıydı, saat 3 yönünde Frank'e sürekli kan pompalayan Samuel'e ilişti gözleri... kanlı ve buğulu gözleriyle onu şöyle bir süzdükten sonra dilinin altındaki baklayı tükürdü...
   - Samuel hemen aç şu lanet radyoyu ve mozartın 9. senfonisinin ankara havasına uyarlanmış halini dinleyelim... sonra da best Fm mesaj at ve sıradaki damar parçayı Frank için çalmalarını emret. Çantamda da alman çikolatası olacaktı onu bana getir  birde bana sütlü, az şekerli ve içerisinde parça bitter çikolatalı bir kahve getir... Hadi daha burada mısın... Frank'in ölmesini mi istiyorsun hadiiii...
  Vücudundaki azalmış olan kafein miktarını arttırmak isteyen victor, bunu kahve çikolata ile sağlamak istiyordu...kahve ve çikolata faslından sonra ameliyata tekrar girişir, kıvrak bilek hareketleriyle parçalanan damarları dikmeye başlar... Frank neredeyse kendi kanında boğulacaktı, kurşun tüm damarların toplandığı mekana isabet etmişti...burada neredeyse ateş edeni tebrik etmemek elde değildi mükemmel bir atıştı, bu adamı kendi ekibine bile almayı düşünmüştü...

  Öte yandaki pencereden Samuel, hastanenin etrafını saran on binleri  görmüştü, tüm bu insanlar Frank'in sevenleriydi aralarında ölüm haberini bekleyen helvacılar da yok değildi...Tüm yer altı dünyası yeryüzüne çıkmıştı, Frank'ten bir haber bekliyorlardı...arka sokakların azılı çeteleri de oradaydılar,en ön saflarda ise Frank'in yahşi cazibesine kapılmış leylalar yer alıyordu.
 İmsak vaktinde başlayan ameliyat hala devam ediyordu, kan rezervinin yarısından çoğu tükenmiş,vakit ise öğle olmuştu, cemaat kiliseden dağılıyordu , peder ve bazı cemaat  hastanenin önünde ayin düzenlemek istiyorlardı, kapıdaki ordu buna pek sıcak bakmıyordu. Victor hala damar dikiyordu, çete lideri kendi adamını dikemez tezini çürütmek üzereydi... Samuel ise  Frank için dua ediyor, motive edici sözler uyduruyor,yer yer de saçma sapan ağıtlar yakıyordu...
Hastanede ve çevresinde güvenlik fevkalade yüksekti, havadan ve karadan hastane korunuyordu, karadan victor'un daha önce yeryüzüne çıkmamış gizli ordusu tarafından korunuyordu sayıları on binleri buluyordu, havada ise savaş jetleri ve helikopterleri güvenliği sağlıyorlardı...hastaneye düzenlenecek her türlü saldırı için tüm önlemler alınmıştı,radarlar kurulmuş hazırda bekleyen roketatarlar, füzeler ve kimyasal silahlar  hazırda bekletiliyordu... Havada kuş dahi yoktu samuel hepsinin avlanmasını emretmişti...Daha önceden de iş bitiminde hastanenin havaya uçurulacağı için hastanenin kolonlarına C4'ler kilo kilo yerleştirilmişti
Samuel'in görevlendirdiği bazı adamlar ise, bekleyenlere çay ve yumurtalı kızarmış ekmekler dağıtıyorlardı, fazla almak isteyenler ve arbedeye neden olanla vuruluyordu.

  Her şey tam güzel ve yolunda gidiyor derken birden 3 el silah sesi duyuldu ve tüm ordu teyakkuza geçti,ortalık bir anda karıştı kalabalık arasından da silah sesleri ve çığlıklar yükselmeye başladı.Kimse bir şey anlamamıştı ki  jet ile helikopter havada vurularak halkın toplandığı meydana insanların üzerine düştü.Her şey bir anda oluyordu,insanlar havaya bakarlar ve onlarca savaş helikopterinin üzerlerine ateş açacaklarını görürler, kaçmak isterler fakat nafile adam dahi atamazlar...Saniyeler içinde ortalık mezbahaya döner ,sağa sola kaçmaya çalışan halkın üzerine muazzam bir saldırı planlanmıştı, ordu da savunmaya geçmişti onların görevi halkı korumak değil Victor'u korumaktır zaten bir şeyde yapamıyorlardı tüm silahlar çalışmaz hale gelmişti...Bu daha önceden planlanmış bir saldırıydı birileri herşeyi daha önceden biliyordu...Bu bir SİBER savaştı...

Hastaneden kalabalığa karşı bir nida yükselir ve tüm o yaşananların sadece bir başlangıç olduğunu haykırırcasına....

- '' Victor vuruldu, victor vuruldu, victor vuruldu...

- '' Samuel kaçırıldı, samuel kaçırıldı, samuel kaçırıldı....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

-TÜL KEDİSİ-

ABSURD GENCİN AĞZINDAN: Yıl 1990 İstanbul’da, güzeller güzeli bir kız, fedakâr bir anne, cefakâr bir baba varmış. Anne ölünce bab...