14 Mayıs 2016 Cumartesi

Kırmızı Başlıklı Aptal Kız (+13)






Evvel zaman içinde kalbur saman içinde develer tellal pireler berber iken ben bağda üzüm bekler, derede odun yükler iken....

  Bir zamanlar küçük tepelerin, geniş vadilerin bittiği , malikanelerin, şatoların, kralların başladığı bir yakası şehir diğer yakası ıssız ormanlık olan bir kasabada küçük aptal bir kız varmış, Bu küçük aptal hep kırmızı başlıklı bir pelerin giyermiş.  Ailesi ne kadar uğraştıysa da o başlıktan kızlarını vazgeçirememişler... Herkes ona bu yüzden kırmızı başlıklı aptal kız dermiş. Ergenlik çağına gelip, söz dinlemez hale de gelince, kara yollarından emekli babası onu yurt dışına yatılı okula yollamaya karar verir. Kayıt işlemleri tamamlanıp yolculuğa çıkacağı güne kadar teyze, hala, dayı, kuzen demeden vedalaşmaya gider.

Bir gün -" Biraz anneanneme de gideyim bir elini öpeyim onunla da vedalaşayım ne dersin? Anne. hem çiçek de toplayayım çok sevinir. " demiş mi? …dememiş tabi ki de...amacı gidip harçlık koparmakmış.
  Evden çıkıp, önce 23-a ile sahile inmiş. Sevgiliyle buluşmuş onu terk etmiş,  kısa bir deniz havası aldıktan sonra vapurla karsıya geçip oradan da metroyla ninesinin ıssız ormandaki şekerden yapılı kulübesinin yoluna varmış. Yol kenarındaki çiçeklerin üzerinde hunharca yuvarlanıp tepinmiş, çiçekleri mahvetmiş kahpe... Kırmızı başlıklı kız çiçekleri mahvederken yoldan saptığının bile farkına varmamış. O sırada çalıların arkasında bir ses duymuş. Önüne frank takim elbisesi ve elin de şık bir bastonu olan asil bir kurt cıkmış. Kırmızı başlıklı kız çok heyecanlanmış, bu yakışıklı kurda gönlü kaymış elindeki sepeti yere düşürmüş. Kurt hemen sepetten dökülen kurabiyeleri toplayıp üç beşini cebe indirip geri kalanını kırmızı başlıklı kıza vermiş. Kurt;

- Nereye gidiyorsun? Küçük kız "
-"Nineme gidiyorum çok hasta, Ormanın sonundaki sarı evde oturuyor. Buyurmaz mısınız size bir kahve ikram edelim, bizim ihtiyarda sizi gördüğüne sevinecektir. Bu arada ismim yasemin, bana herkes kırmızı başlıklı kız der sizde öyle diyebilirsiniz. Kurt:
- Tanışğımıza memnun oldum, bende buradaki bütün arazilerin sahibi olan kralın oğluyum, bana prens Alâaddin diyebilirsin. Benim küçük bir arazi işim var dönüşte birer kahve yudumlayalım. Bu arada sende üzerine rahat bir şeyler almalısın, bak ormanın sonunda küçük bir butik açılmış." demiş.Bu sırada kurt şoförü çağırıp oradan aracıyla ayrılmış. Kırmızı başlıklı kız kaybolduğunu anlayıp küfürle karışık ağlamaya başlamış. Orman bekçisi kırmızı başlıklı kızın sesini duyup yanına gelmiş.
-"Burada tek başına ne yapıyorsun. Seni küçük aptal burası çok tehlikeli bilmiyor musun? Neyse Senle uğraşamam şimdi, hadi evine naş...

Kırmızı başlıklı kız annesinin sözünü dinlemeyip tavşan ormanında kaybolduğunu söylemiş sadece,kurtla karşılaşğını söyleyememiş.
-"Ormanın sonunda oturan hasta nineme fındıklı kurabiye götürüyordum. Kayboldum."
-"Seni anneannene bırakıyım o zaman demiş. Bekçi.
Bu arada kurt kestirme yoldan anneannenin evine gelip kapıya dayanmış. Anneanne:
-"Kim var orada defolun, yalnız bırakın beni..daha yeni ödedim faturaları..
Kurt sesini romantikleştirip:
-"Efendim benim prens Alâeddin,  kırmızı başlıklı torununa sürpriz evlilik teklifi yapacağım. Simdi bana yardımcı ol ve kalk o yataktan.
Bekçi ve bizim aptal kız gelir kapıya...
-"Kapı açık güzel kızım içeri girebilirsin.
Kırmızı başlıklı kız içeriden gelen sesin anneannesinin sesine hiç benzemediğini fark eder, ninesi bu kadar kibar olamaz ama hasta olduğu için sesinin böyle çıkabileceğini düşünüp kapıdan içeri girmiş. Kurt anneannenin geceliğini giyip başğını ve gözlüklerini takmış yatakta yatıyormuş. İçerisi karanlık ve romantik olsun, kırmızı başlıklı kız kendisini tanımasın diye bütün perdeleri kapatmış. Kurt:

  Buralara kadar gelip bana yiyecek getirdiğin için teşekkür ederim. Yaklaş da seni seveyim." demiş. Kırmızı başlıklı kız sepeti kenara bırakmış ama yatağa fazla yaklaşmamış. Çünkü anneannesi yine altına kaçırmış oda leş gibi kokuyormuş
-"Sen altına niye bu kadar çok kaçırıyorsun anneanne" ?
-" sen daha çok temizle diye,
-" Yaa bırak nine banane kalk temizle... Onu bunu bırak da masada neden bu kadar evrak var?
-"Sana daha iyi bir gelecek bırakmak için bu evi senin üzerine yaptım, o anan olacak kadın ile hayırsız babana bir şey yok..
-" Yaaaa nine sen var ya sen adamsın.! Gözlerin ne kadar güzel bugün.
-"Seni daha iyi görebilmek için, gecen gün göz altı torbalarımı aldırdım, nasıl yakışş mı? Haftaya yada botoksum var. Gel birlikte gidelim...sana botoks ısmarlayayım ne dersin.?
-"Dişlerini de yaptırmışın anneanne? Nereden geliyor bu değirmenin suyu hayırdır. Ne ayaksın sen..
Kurt "Seni daha çok sevebilmek için" demiş ve yataktan fırlayıp kırmızı başlıklı kızın karşısında diz çöküp evlenme teklif etmiş.  Kırmızı başlıklı kız o anda onun yolda karşılaşğı kurt olduğunu anlayıp sevinç çığlıkları atmaya başlamış.
-"İmdaaaat yardım edin. Bu çılgın aşığın teklifine evet dememek için kendimi zor tutuyorum. " demiş. Bekçi kırmızı başlıklı kızın bağırmalarını duyup hemen eve koşmuş ve kapıdan içeri girerek kurdu tebrik etmiş.

-"Sonunda aradığınız mutluluğu yakaladınız." . Kırmızı başlıklı kız bekçiye teşekkür etmiş. Bekçi:

-"Bir şey değil ama sakın nişanlının sözünden dışarı çıkma" demiş. Anneanne saklandığı yerden çıkıp torununu tebrik etmiş, kırmızı başlıklı kızın getirdiği kurabiyeleri yemiş. Şifalı bitkileri kaynatıp suyunu içmiş ve hemen iyileşmiş. Kırmızı başlıklı kız okulu bırakmış açıktan okumuş... Kısa sure içinde de prens Alâeddin 40 gün 40 gece düğün yapmış uzun garip bir hayatları olmuş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

-TÜL KEDİSİ-

ABSURD GENCİN AĞZINDAN: Yıl 1990 İstanbul’da, güzeller güzeli bir kız, fedakâr bir anne, cefakâr bir baba varmış. Anne ölünce bab...