Evvel zaman içinde kalbur saman
içinde develer tellal pireler berber iken ben bağda
üzüm bekler, derede odun yükler iken....
Bir zamanlar küçük tepelerin, geniş
vadilerin bittiği ,
malikanelerin, şatoların, kralların başladığı
bir yakası şehir diğer
yakası ıssız ormanlık olan bir kasabada küçük aptal bir kız varmış, Bu
küçük aptal hep kırmızı başlıklı
bir pelerin giyermiş. Ailesi ne kadar uğraştıysa
da o başlıktan
kızlarını vazgeçirememişler...
Herkes ona bu yüzden kırmızı başlıklı
aptal kız dermiş. Ergenlik çağına
gelip, söz dinlemez hale de gelince, kara yollarından emekli babası onu yurt dışına
yatılı okula yollamaya karar verir. Kayıt işlemleri
tamamlanıp yolculuğa
çıkacağı
güne kadar teyze, hala, dayı, kuzen demeden vedalaşmaya
gider.
Bir gün -" Biraz anneanneme de
gideyim bir elini öpeyim onunla da vedalaşayım
ne dersin? Anne. hem çiçek de toplayayım çok sevinir. " demiş mi?
…dememiş
tabi ki de...amacı gidip harçlık koparmakmış.
Evden çıkıp, önce 23-a ile sahile
inmiş.
Sevgiliyle buluşmuş onu terk etmiş, kısa bir deniz havası aldıktan sonra vapurla
karsıya geçip oradan da metroyla ninesinin ıssız ormandaki şekerden
yapılı kulübesinin yoluna varmış. Yol kenarındaki çiçeklerin üzerinde hunharca
yuvarlanıp tepinmiş,
çiçekleri mahvetmiş
kahpe... Kırmızı başlıklı
kız çiçekleri mahvederken yoldan saptığının
bile farkına varmamış. O
sırada çalıların arkasında bir ses duymuş.
Önüne frank takim elbisesi ve elin de şık
bir bastonu olan asil bir kurt cıkmış.
Kırmızı başlıklı
kız çok heyecanlanmış, bu
yakışıklı
kurda gönlü kaymış elindeki sepeti yere düşürmüş.
Kurt hemen sepetten dökülen kurabiyeleri toplayıp üç beşini
cebe indirip geri kalanını kırmızı başlıklı
kıza vermiş.
Kurt;
- Nereye gidiyorsun? Küçük kız "
-"Nineme gidiyorum çok hasta,
Ormanın sonundaki sarı evde oturuyor. Buyurmaz mısınız size bir
kahve ikram edelim, bizim ihtiyarda sizi gördüğüne
sevinecektir. Bu arada ismim yasemin, bana herkes kırmızı başlıklı
kız der sizde öyle diyebilirsiniz. Kurt:
- Tanıştığımıza
memnun oldum, bende buradaki bütün arazilerin sahibi olan kralın oğluyum,
bana prens Alâaddin diyebilirsin. Benim küçük bir arazi işim
var dönüşte
birer kahve yudumlayalım. Bu arada sende üzerine rahat bir şeyler
almalısın, bak ormanın sonunda küçük bir butik açılmış."
demiş.Bu sırada kurt şoförü
çağırıp
oradan aracıyla ayrılmış.
Kırmızı başlıklı
kız kaybolduğunu
anlayıp küfürle karışık ağlamaya
başlamış.
Orman bekçisi kırmızı başlıklı
kızın sesini duyup yanına gelmiş.
-"Burada tek başına
ne yapıyorsun. Seni küçük aptal burası çok tehlikeli bilmiyor musun? Neyse
Senle uğraşamam
şimdi,
hadi evine naş...
Kırmızı başlıklı
kız annesinin sözünü dinlemeyip tavşan
ormanında kaybolduğunu söylemiş sadece,kurtla karşılaştığını
söyleyememiş.
-"Ormanın sonunda oturan hasta
nineme fındıklı kurabiye götürüyordum. Kayboldum."
-"Seni anneannene bırakıyım o
zaman demiş.
Bekçi.
Bu arada kurt kestirme yoldan
anneannenin evine gelip kapıya dayanmış.
Anneanne:
-"Kim var orada defolun, yalnız
bırakın beni..daha yeni ödedim faturaları..
Kurt sesini romantikleştirip:
-"Efendim benim prens Alâeddin, kırmızı başlıklı
torununa sürpriz evlilik teklifi yapacağım.
Simdi bana yardımcı ol ve kalk o yataktan.
Bekçi ve bizim aptal kız gelir
kapıya...
-"Kapı açık güzel kızım içeri
girebilirsin.
Kırmızı başlıklı
kız içeriden gelen sesin anneannesinin sesine hiç benzemediğini
fark eder, ninesi bu kadar kibar olamaz ama hasta olduğu
için sesinin böyle çıkabileceğini
düşünüp
kapıdan içeri girmiş.
Kurt anneannenin geceliğini
giyip başlığını
ve gözlüklerini takmış
yatakta yatıyormuş. İçerisi
karanlık ve romantik olsun, kırmızı başlıklı
kız kendisini tanımasın diye bütün perdeleri kapatmış.
Kurt:
Buralara kadar gelip bana yiyecek
getirdiğin
için teşekkür
ederim. Yaklaş da
seni seveyim." demiş.
Kırmızı başlıklı
kız sepeti kenara bırakmış ama
yatağa
fazla yaklaşmamış.
Çünkü anneannesi yine altına kaçırmış oda
leş
gibi kokuyormuş
-"Sen altına niye bu kadar çok
kaçırıyorsun anneanne" ?
-" sen daha çok temizle diye,
-" Yaa bırak nine banane kalk temizle...
Onu bunu bırak da masada neden bu kadar evrak var?
-"Sana daha iyi bir gelecek bırakmak
için bu evi senin üzerine yaptım, o anan olacak kadın ile hayırsız babana bir şey
yok..
-" Yaaaa nine sen var ya sen
adamsın.! Gözlerin ne kadar güzel bugün.
-"Seni daha iyi görebilmek için,
gecen gün göz altı torbalarımı aldırdım, nasıl yakışmış mı?
Haftaya yada botoksum var. Gel birlikte gidelim...sana botoks ısmarlayayım ne
dersin.?
-"Dişlerini
de yaptırmışın
anneanne? Nereden geliyor bu değirmenin
suyu hayırdır. Ne ayaksın sen..
Kurt "Seni daha çok sevebilmek
için" demiş ve
yataktan fırlayıp kırmızı başlıklı
kızın karşısında
diz çöküp evlenme teklif etmiş. Kırmızı başlıklı
kız o anda onun yolda karşılaştığı
kurt olduğunu
anlayıp sevinç çığlıkları atmaya başlamış.
-"İmdaaaat
yardım edin. Bu çılgın aşığın
teklifine evet dememek için kendimi zor tutuyorum. " demiş. Bekçi kırmızı başlıklı
kızın bağırmalarını
duyup hemen eve koşmuş ve
kapıdan içeri girerek kurdu tebrik etmiş.
-"Sonunda aradığınız
mutluluğu yakaladınız."
. Kırmızı başlıklı
kız bekçiye teşekkür
etmiş.
Bekçi:
-"Bir şey
değil ama
sakın nişanlının sözünden dışarı
çıkma" demiş.
Anneanne saklandığı yerden çıkıp torununu tebrik etmiş,
kırmızı başlıklı
kızın getirdiği
kurabiyeleri yemiş. Şifalı
bitkileri kaynatıp suyunu içmiş ve
hemen iyileşmiş.
Kırmızı başlıklı
kız okulu bırakmış açıktan okumuş... Kısa
sure içinde de prens Alâeddin 40 gün 40 gece düğün yapmış
uzun garip bir hayatları olmuş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder