28 MAYIS----Şiddetli çatışmalar tüm yurda
yayıldı..halk yılmadı yıkılmadı..aç karnına devrimi savundu
Uykusuz geçen bir gecenin
ardından devrim kokan bir günün
sabahında demli bir çay ve yanında devrim
kurabiyeleri...soğuk devrim yılları görmüş bedenim artık kolay kendine
gelemiyordu, verilen onca mücadeleye çekilen onca çileye karşın...
İsyankar ruhum, kurulu düzenlerin hep bir adım karşısında olmuştur...
5
HAZİRAN-----Çevik güçler şiddetin dozunu artırdı...devrim kan kaybediyor...
Tüm kurulu sistemlere karşı yapım,ele avuca sığmayan bakış açım, az da olsa saçım...Dolu dizgin hayatim,
biri devrim ve birde Nermin
Devrimci yoldaşlarla yaptığımız istişarelerde tüm siyasi ideolojilere uzak
ve eşit uzaklıkta ilkesini benimsemiş.... Tüm yoksul mahalleler
bizimdir desturu ile mücadelemize başladık....Ne diyoruz hep herkes
kendi vicdaninin önünü süpürse, ülkeler böyle mi olurdu ?
8
HAZİRAN----- Dayanışma ve yardımlaşma devrim ruhunu canlandırdı.
Devrimin ayak kokusu duyulduğunda herkes yürürlükte olan egemen gücün kendilerini koruyamayacağını anlayacak...Yozlaşmanın moda olduğu küreselleşen dünya da dün gece nermini düşündüm, Emekçi babası devrim yoksunu bir isci
emeklisiydi...nermine olan derin muhabbetimi biliyordu usulüyle istedik vermedi,bizim düşünce fikir sistemimize hep
bir anarşist gözlüğüyle bakıyordu. Sevdamıza çelme taktı, düşürdü, beton döktü, üzerine de duvar ördü...
15
HAZİRAN-------. Devrim mutfakları basılmaya başlandı.
Devrimin rengi sık sık mor olmuştur...her şey bir yana tarih kimini yüzüyle, kimilerini de yüzsüzlüğüyle yaşayacaktır....
Yazıklar olsun kurtarıcı bekleyenlere...adaletsizliği engellemeye gücünüzün olmadığı zamanlar olabilir...Fakat
masanıza hesabi getiren garsona bahşiş vermediğiniz bir zaman asla olmamalı. ?..
Devrimin rahmetli lideri hep ne derdi '' teorileri pratiğe çeviremediğimiz sürece hepimiz
lümperlesecegiz "....Yoldaşlar arasında bazı zamanlar lümperleşenleri görmüyor değilim....Görünen gerçek olsaydı bilimlere gerek kalmazdı...
17
HAZİRAN----- Devrimin asil yoldaşları derdest edildi,özgür ruhları dört duvar arasında bırakıldı...
Ağalar devrimin ateşini kalplerde
hissetmeyenlerle devrim konuşulmaz üzerine de demli çay içilmez...10 papel verip
devrimi destekleyenler yok, ama 100 papel verip fahişe soyan çok.....
Atalarımız ne dermiş"Devrim nasip
olmayacak adamı deve üstünde yılan öpermiş...Bizler devrimi gevezelik
olsun diye yapmıyoruz, bir arap atasözü de derki " gevşek tükürüğün sakala zararı vardır...
Gece şarap gündüz kumar bu haliyle devrim
umar. Bu kafayla devrimcilik oynayanlar "Kel kızın ablasının saçı ile övünmesi gibidir"
20 HAZİRAN------ Devrim düşünceleri yüce adaletin karşısında !
Ey yoldaşlar sosyalizm bir Ütopya değildir, umutsuzluk bir ütopyadır...alttan aldık
yeteri kadar bundan sonra herkes ederi kadar...Devrim geldiğinde herkes hizaya geçecektir, şeytana ruhunu satanlara devrim yumruğu ile aman tanrım
dedirteceğiz...Belki bizler bunu göremeyeceğiz,fakat bunu başaracak genç devrim ruhuna sahip yoldaşlar bizim izimizden gelecektirler ve gerçek adaleti sağlayacaklardır...
30 HAZİRAN---- Devrimci kardeşlerimle birlikte devrimci ruhumuzu teslim vakti..
Önce siz ateş edin mösyö burjuvazi ! Bizi anlamayan sistemler, hukuk devleti diye helvadan bir put yapmışlar acıkınca da yiyorlar... Yoldaşlar " Don ıslanmayınca balık tutulmaz" derdimiz
donla değil ama çıkarın artık şu donları, aklınızdan geçen devrim olsun...dertler
benim çile benim, mutluluk sizin,
devrim bizim olsun....
“Aileme ve arkadaşlarıma, onları sevdiğimi söyleyin, valiyede bir oy kaybettiğini söyleyin. Lütfen acele edin, buradan defolup gitmek için sabırsızlanıyorum.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder